Editörler : Lanet
15 Kasım 2006 23:19

Sanal Psikolojisi, Sanal Sosyolojisi

Kimi zaman bir bayanı erkek,

Kimi zaman da bir erkeği bayan kılığına sokabiliyor...

Kimi zaman da tek kişiden birden fazla kişiliklerin meydana çıktığı zenginleştirici bir mekan...:)

Durum ne olursa olsun... sonuçta kimin ne olduğu, kimin kim olduğu hususunda soru işaretlerinin muallaklaştığı bir nokta burası... Sanalın bu iki yüzlülüğü, riyakarlığı oldukça, istisnalar dışında, sanaldan çıkan arkadaşa da çıkan siyasetçiye de şüpheyle bakmak gerekir...


MULTİ
Yasaklı
15 Kasım 2006 23:24

Tabiki istisnalar olmak kaydıyla kesinlikle katılıyorum...


lisan-ı zehra2
Kapalı
15 Kasım 2006 23:49

sanal psikoloji işte çözmek mümkün değil.endülüs fırtınası sana da aynen katılıyorum ve aynı dilekleri paylaşıyorum dostum.


kamutüzel
Kapalı
15 Kasım 2006 23:56

sanal işte yok aslında.


mislina2
Kapalı
26 Nisan 2010 21:13

lisan-i zehra

"Sanaldan çıkan arkadaşa da çıkan siyasetçiye de şüpheyle bakmak gerekir" fikrine katılıp katılmadığınızı anlayamadım....)


mislina2
Kapalı
26 Nisan 2010 21:27

?Sanal"

Var sayılan farazi. İnternette yaşananlar kadar olmasa da gerçek hayatımızda da sanal insanlar hep var; var olmaya devam edecek...

Bir insanın ?var sayılan farazi değilim? diyebilmesi için önce kendisiyle sonra çevresiyle sahici bir ilişki kurabilmeyi başardığında, kendi varoluşsal gerçekliğini, yaratılmışlığını; elinde avucunda büyüklenmeyi haklı kılacak bir şey olmadığına kanaat getirip öğrendiği zaman ancak ?var sayılan farazi? olmaktan çıkar.

Mustafa Ulusoy bir kitabında beden ve ruhu eldiven örneğiyle açıklıyordu... Eldiven insanın bedenini, parmaklar ise ruhunu temsil ediyordu? Burada eldivenimiz yok. Kelimelerimizle ruhumuzu yansıtmaya çalışıyoruz? Bence bu noktada hataya düşüyoruz. Eldiveni merak ediyor; şekline, rengine takılıyoruz. Merak duygumuz had safhada. Sabırsızlıkla o kişiyle ilgili her şeyi öğrenmeyi, görmeyi istiyor, merak duygumuzu gidermek için karşımızdaki kişinin özel hayatına dair sorular yöneltiyor, cevap istiyoruz. Yönelttiğimiz her soru ile karşımızdaki kişiyi kendisi olmaktan uzaklaştırıp, adeta yalana teşvik edeceğimizi düşünmeden yapıyoruz . Hiçbir şeyi zamanın akışına bırakmıyoruz? Yöneltilen anlamsız sorularla; anlamsız sorular diyorum çünkü misal o kişi benim adımı, mesleğimi, yaşımı, yaşadığım şehri öğrenince dostluk/ arkadaşlık ilişkisi kurup karşılıklı muhabbet edip, kahve mi içeceğiz?

İnternet ortamında, beklentiler, talepler, bulunuş amacı herkese göre değişkendir. Kimisi oyun oynar, kimisi oyun oynamak zorunda kalır v.s. Bir iyi yönü var ki burada hayatımız boyunca bir arada bulamayacağımız renkli insanlarla değişik konularla, açılan başlıklarda bir araya gelebiliyor, fikir telakisinde bulunabiliyor ya da yazdıklarını okuyabiliyoruz. Bu tarz nimetlerinden faydalanabilmek dileğiyle? Boş verin yazan kişi acaba kişi bay mı bayan mı, kaç yaşında, nereli dost olur mu olmaz mı diye düşünmeyi?:)

Burada sadece kelimelerden ibaretiz?


psk.t
Kapalı
27 Nisan 2010 13:45

iletişim psikolojinin temel taşlarındandır, sanalde ses tonu, jest, mimik, göz teması gibi iletişime ait birçok unsur yok.


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
29 Ocak 2013 14:33

Biri sanal mı dedi!?.

Biri mi dedi!?.

Sahi, kaç kişiydiler, ben sayamadım da?..


Vaveyla87
Aday Memur
04 Şubat 2013 19:31

Peki niye bu "sanal"a düşkünlüğümz ?


dicle-fen21
Genel Müdür
14 Şubat 2013 23:34

sanal dünyaya doğru gidiyoruz ne yazık ki :(


bauem98
Yasaklı
15 Şubat 2013 16:59

sanalda da gercekler olabilir.herkes yalan degil ya canim..


Bir Eylül Sabahı
Müsteşar Yardımcısı
19 Şubat 2013 18:56

özgüveni yüksek olan da olmayan da ,sanal da olsa , yazılarından anlaşılıyo bence =)

biraz dikkatli bakmak lazım ,tek mesele bu =)


sosyopatalog
Kapalı
08 Mart 2013 20:15

Din kitaplarına baksan önceden de sanal bi dünyadaydık. internet çok şeyi değiştirmedi. rüya içinde rüya görmek... psikoloji ve sosyolojisine gelince bu uzun hikaye ama özetle aptallaşıyoruz google vs sadece bunu yazayım yeter; bırakın yalanı dolanı... fikir uçusması bir metni bir videoyu bile sonuna kadar okuyamama izleyememe ordan oraya oradan oarya saatlerce boşa geçirilen vakitler. hani eskiden derlerdi ya çok okuyan mı çok gezen mi şimdi çok gezen...


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
14 Mart 2013 21:01

-Toplumda özgüveni eksik insana ne deriz?

Korkak deriz.

-Korkak insanlar nasıl tanırız?

Saldırgan tavırlarından.

-Peki şeklen nasıldırlar?

Maske kullanırlar.

-Bu maskelerin arkasından gelen hakaretlerden onları nasıl tanırız?

Eğer sakin bir insansak ve gün içinde kimsenin haksız yere kuyruğuna basmadıysak, kuyruğuna bastıklarımızdan tanırız.

-Peki ben bu gün kimin kuyruğuna bastım?

Korkak birinin.

...

Toplam 13 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi