biliyo musun?
insan zor kabulleniyor ama kabulleniyor işte bir şekilde...
önceleri gerçekten sorun ederdim, kıskançlık krizlerine bile girerdim bir şeyler için...
mesela futbol topumla ben oynamalıydım, eğer başkası benden fazla oynarsa topumu kıskanırdım...
ya da odamda bulunan herhangi bir eşyanın başkası tarafından kullanılmasından nefret ederdim...
hayatım boyunca isteğim doğrultusu dışında herhangi bir şeyimin alınmasına her daim agresif tavırlar göstermişimdir...
bunlardan biri de dostlarım...
düşünsene, seninle iletişim kesiliyor ve farklı mekanlarda mutlu oluyorlar...
cinsiyet olarak düşünme sakın erkek de olur kadın da...
bunun krizi ne denli büyük olurdu geçen senelerde...
oysa hep benimle konuşurdu diyordum...
ama geçen zaman düşünceleri de değiştiriyor, düşünceleri değiştirdiği gibi karşımızdakinin kararlarını da değiştiriyor...
önce isteksiz konuşur, sonra tavırlar ve son nokta...
kırk yılda bir konuşmalar falan...
zor süreçtir elbette, senin için de acıdır...
ama gerçeğin ta kendisidir...
alışırsan muhteşem bir şey başarırsın... ama başaramazsan uzaktan cafede, stadyumda, sokakta ya da herhangi bir yerde uzaktan izlersin ve durmadan takip mesafeni korur üstüne kudurursun...
ama hiç düşünmez insan...
artık muhabbetinin karşı tarafta etkisini kaybettiğini,
cümlelerinin artık sönük kaldığını
ve karşı tarafın artık seçeneklerinin artmasından dolayı seni ikinci, üçüncü hatta dördüncü plana attığını...
kabullenmek zordur...
acıdır...
ama gerçektir...
artık dostluğunuz bitme noktasındadır...
yaptığınız batar, söyledikleriniz büyütülür...
hatta öksürüğün önceden sevimli gözükürken artık "ayıya bak yine inletti" der...
işte tam da bu noktada ısrar etmek kaybetmek oluyormuş...
ısrar etmemek lazımmış...
uzaktan izleyip sindirmek lazımmış...
ve sinirlerini pamuktan değil çelikten yapman gerekiyormuş...
zaman zaten pamuk bırakmıyor, kaskatı kesiliyor insan...
çok istediğin ne varsa kaybetmedi mi insan zaten?
çok sevdiğimiz için kaybetmedik mi?
akan gözyaşlarımız kaç kez umursanmadı bir düşün...
bunları düşünürken uzaktan zaman güler...
senin ise ruhun kanar...
ve ruhun acısa da acımasa da efkarlı bir ıslık çalarsın...
tüm gidenler için...
sen uzaktan sevmek...
biliyo musun?
insan zor kabulleniyor ama kabulleniyor işte bir şekilde...
önceleri gerçekten sorun ederdim, kıskançlık krizlerine bile girerdim bir şeyler için...
mesela futbol topumla ben oynamalıydım, eğer başkası benden fazla oynarsa topumu kıskanırdım...
ya da odamda bulunan herhangi bir eşyanın başkası tarafından kullanılmasından nefret ederdim...
hayatım boyunca isteğim doğrultusu dışında herhangi bir şeyimin alınmasına her daim agresif tavırlar göstermişimdir...
bunlardan biri de dostlarım...
düşünsene, seninle iletişim kesiliyor ve farklı mekanlarda mutlu oluyorlar...
cinsiyet olarak düşünme sakın erkek de olur kadın da...
bunun krizi ne denli büyük olurdu geçen senelerde...
oysa hep benimle konuşurdu diyordum...
ama geçen zaman düşünceleri de değiştiriyor, düşünceleri değiştirdiği gibi karşımızdakinin kararlarını da değiştiriyor...
önce isteksiz konuşur, sonra tavırlar ve son nokta...
kırk yılda bir konuşmalar falan...
zor süreçtir elbette, senin için de acıdır...
ama gerçeğin ta kendisidir...
alışırsan muhteşem bir şey başarırsın... ama başaramazsan uzaktan cafede, stadyumda, sokakta ya da herhangi bir yerde uzaktan izlersin ve durmadan takip mesafeni korur üstüne kudurursun...
ama hiç düşünmez insan...
artık muhabbetinin karşı tarafta etkisini kaybettiğini,
cümlelerinin artık sönük kaldığını
ve karşı tarafın artık seçeneklerinin artmasından dolayı seni ikinci, üçüncü hatta dördüncü plana attığını...
kabullenmek zordur...
acıdır...
ama gerçektir...
artık dostluğunuz bitme noktasındadır...
yaptığınız batar, söyledikleriniz büyütülür...
hatta öksürüğün önceden sevimli gözükürken artık "ayıya bak yine inletti" der...
işte tam da bu noktada ısrar etmek kaybetmek oluyormuş...
ısrar etmemek lazımmış...
uzaktan izleyip sindirmek lazımmış...
ve sinirlerini pamuktan değil çelikten yapman gerekiyormuş...
zaman zaten pamuk bırakmıyor, kaskatı kesiliyor insan...
çok istediğin ne varsa kaybetmedi mi insan zaten?
çok sevdiğimiz için kaybetmedik mi?
akan gözyaşlarımız kaç kez umursanmadı bir düşün...
bunları düşünürken uzaktan zaman güler...
senin ise ruhun kanar...
ve ruhun acısa da acımasa da efkarlı bir ıslık çalarsın...
tüm gidenler için...
sen uzaktan sevmek...