Sosyologların 3600 almaması

Hocam,2010 yılında ths sınıfına sosyologlar geçti ama iş tanımında sosyolog büro iş ve işlemlerini yapan bir meslek grubu olarak tanıtıldı. AB standartları kapsamında ülkenin gelişmişlik düzeyini göstermek ve vatandaşa düşen sosyolog sayısını artırmak için AÖF ile sosyolog olma imkanı tanındı. Buda mesleki prestijin ve işlevselliğin yitirilmesine neden oldu. Mezun sayısı her geçen gün artmakta atanabilme sorunu büyümektedir. Bugün geldiğimiz durum ise sosyologun teknik hizmetlerde ne işi var sorusudur.!. Maalesef teorik bilgiyi veren üniversiteler ve öğretim görevlileri de bu konuya kayıtsız kalmıştır. Böyle giderse üniversitedeki sosyoloji bölümleri öğrenci bulamayacak ve birer birer bölümler kapatılacak.Belki öğretim görevlilerine de gerek kalmayacaktır. Sadece kamuda çalışanlar THS sınıfına geçmek için açık öğretimde sosyolojiyi tercih edecekler.

Açıköğrenimde sosyal hizmetlerde var ve 3600 ek göstergeyi aldılar açıkla örgünle alası yok bu ülkede sosyologlara değer verilmiyor ne yazık ki

katılıyorum deniz çınar1 sosyologlara değer verilmiyor ama sosyologlar arasındada bir birlik yok

aynen

Mesleğin kabul edemeyeceği iş tanımı yapılmış..Öncelikle iş tanımının mesleğe uygun hale getirilmesi gerekiyor. Mesleki tecrübeden toplumun faydalanması için; sosyologların kendi işini yapabileceği uygun ortamı sağlamak gerekir. Kurumlarda çalışan sayı az olmasına rağmen birlik ve beraberlik sağlandığı takdirde dikkat çekici hale gelebilir. Bireysel yapılan çalışmalar, mesleki olarak toplum tarafından dikkate alınmakta.. Fakat; Sosyolog mesleğinin sorunlarında bireysellikten çıkıp birlikte hareket edemiyoruz. Kurulan dernekler var.. Genel bakış açıları sadece üniversiteyi bitirdiğinde atanabilmek için kadro sayısının arttırılması konusunda.. Atanan canını kurtardığını düşünüyor. Fakat mesleki itibarın olmaması çalışma hayatında yeni sorunlar getiriyor. Açıköğretimi bitirenlere sonsuz saygım var. Ama örgün eğitimde gördüğümüz derslerden uzak ve saha, alan araştırmaları yapılmıyor, ölçme ve değerlendirme teknikleri eğitimi alınmıyor. Bunlar meslekte olmazsa olmazlardır. Yaptığımız bireysel eleştirilerin yanında özeleştiri de yapmak gerekir. Mesleğin bu duruma düşmesinde; alınan kararların yanında üniversitelerde, eğitim veren öğretim görevlilerinde, eğitim gören öğrencilerde ve ataması yapılan sosyologlarda var. Yani kısacası sorun bizlerde..

evet sorun bizde olabilir ama sorundan öte çözüm için ne yapabiliriz kamuda çalışanlar olarak

1- Üniversitelerde güncel konulara ilişkin yeni derslerin açılması, uygulamalı eğitimlerin yaygın hale getirilerek kamuoyunun dikkatini çekecek çalışmaların yürütülmesi,

2-İş tanımının tekrardan yapılması için, YÖK ile iş birliği yapılarak karar değişikliği gerekmekte.

3-Üniversitelerde bölüm sayısı fazla, atanma durumu zor.. Sosyal Hizmetler Mezunu bildiğim kadarı ile sadece 2 üniversite de var. Böylelikle atanması kolay.. Bölüm sayısının azalması sosyolojiyi seçici hale getirecektir.

4- Açık öğretimde sosyoloji mezunlarının aldıkları sosyolog ünvanını kurumlarda kullanırken mesleki olarak çekingen davranmakta? Açık öğretim ile sosyoloji okumanın önü engellenmelidir. Zaten yeterince üniversite var.

5- Kamuda sosyolog idari alanda her işi yapabilir. Ama bilinmelidir ki herkes sosyologların işini yapamaz. Sosyolog kamuda iş konusunda seçici olmalı, kendi mesleği ile ilgili konulara yönelmeli ve yaptığı çalışmalarla bulunduğu ünvanın hakkını vermelidir.

6- Sendika iş birliği ve mahkeme yolu ile uygulanmayan THS içerisinde ek gösterge, özel hizmet tazminatı sorunun çözümü yapılmalıdır. Hükümet ve sendika toplu görüşmelerde her dönem gündem konusudur. Ama netice alınamıyor ve kimse neden diye sorgulamıyor.!

7- THS sınıfı içerisinde Toplum Mühendisliği ünvanın oluşturulması ve sosyologların atanabilmesinin önünün açılması

8- En önemlisi de memurlar net sitesinde yorum yaparak değilde uygun platformda hak arayışı şeklinde olmalıdır.

Dediklerinizin bir çoğuna katılıyorum yökten başlayıp stajın zorunlu hale getirilmesi gerekiyor, özlük haklarımızın kötü olduğunu konusunda zaten tartışmıyorum. Sorunun açık yada örgün olmasından kaynaklanmadığını söylemek isterim bizler hak aramada yetersiz kalıyoruz 4 yıllık açık öğretim sosyal hizmetler var ne yazık onların hakları bizlerde yok. Kapatılması gerecekse ve çözüm bulunacaksa kapatılsın ama sorun ne yazık ki bu değil, bizlerin hak arada yetersiz kaldığı birlik olmadığımız konusu ve bizler ne kadar açık örgün kafasında kalırsak bu yolda başarısız oluruz. Bizler birlikte olursak başarırız.

kesinlikle katılıyorum bunun için birlik olalalım ben ibb de çalışıyorum sizler nerelerde görev yapıyorsunuz

sikayet eden arkadaşlara diyeceğim şudur bir insanın kendisine yaptığını kimse yapamaz umarım yasal haklarımızı alırız tabikide bu tür arkadaşlara rağmen

Valla kamu kurumlarında bizlerin mesleğini yaptığı yapabildiği ya da mesleğini yaptıran kurum var mı acaba ? Ben kurumumda Sosyolog olarak işletmeler biriminde fatura ödüyorum.

Teknik hizmetler içerisinde üvey evladız. Sınıf teknik özlük GİH.

Nerden tutsam elimde kalıyor. Ne kimseye işi kabul ettirebiliyoruz ne işimizi yapabiliyoruz.

Ek göstergeden alınan sıfır,

Sınıftan alınan sıfır,

Kimlikten alınan sıfır vs vs vs vs bitmez. Şuan tek yapacağım farklı bir unvana geçmek. Bu ülkede sosyal bilimlere rağbet veya saygı yok. O yüzden kendimizi yıpratmanın anlamı yok.

Hayır devlete yük olacak bir kalabalık değiliz komple ülkede bu kadroda olan kaç kişi ? Maddi olarak bile yapılacak düzeltmeyi devlet ekonomisi hissetmez bile. Zamanında mahkemeye verilmiş danıştay bizi ilgilendirmez demiş. Bakmak isteyen ESAS NO: 2020/3091 KARAR NO: 2021/412 KARAR TARİHİ: 04.03.2021