Ne yazık ki bir süredir büyük bir pandemi durumuyla karşıkarşıyayız, koronavirüs insanlık tarihinin en zor pandemisi olarak yerini alacaktır. Sadece Türkiye değil tüm dünya koronavirüsten önemli ölçüde etkilendi dolayısıyla ekonomi ve iş dünyası da zor dönemlerden geçmekte. Bireysel olarak düşündüğümde sıcacık evimde her türlü tedbirimi almış durumda oturuyorum, her türlü ihtiyaçlarım elimin altında, çalışma hayatımı home ofis olarak sürdürüyorum ailem yanıbaşımda ama yine de pekçok şeyi özlüyorum, ofisimi özlüyorum, ofisimde oturduğum masamı özlüyorum, oturduğum koltuğu özlüyorum, iş ortamını özlüyorum, iş arkadaşlarımı özlüyorum, personellerimi özlüyorum, müşterilerimle birebir canlı ilişkilerimi özlüyorum, haftasonu dostlarımla sahilde yürüyüş yapmayı sonra bir cafede oturup çay kahve eşliğinde güle oynaya sohbet muhabbet etmeyi özlüyorum....:(( Her ne kadar en gelişmiş teknolojik imkanlar elimizin altında olsa da, en pahalı en gelişmiş akıllı telefonlar, tabletler elimin altında olsa da, skypelar, watsuplar, facebooklar, linkedinler, tweeterlar v.s. yaşantımın tamamiyle içinde olsa da canlı ve sıcak ilişkilerin, kurumsal kimliğin, gerçek aidiyetin ve insan olmanın yerini tutmuyormuş.
Ev, insan hayatı açısından en önemli ve en değerli alandır, bir insanın özelidir, mahremiyetidir, sırdaşıdır, konforudur, özgürlüğüdür ancak insan yaşantısının belli formatları ve düzenleri vardır bununla birlikte insanın yaşamda daha farklı ihtiyaçları da vardır. Evet şu an bir pandemi sürecindeyiz birtakım tedbirlere ve sosyal izolasyona uyum sağlamak durumundayız, iş yaşamı açısından da home ofis düzenine geçmek bu tedbirlerin bir parçası, biryerde de evden çalışma düzeni sıcacık evimizde ailemizle çocuklarımızla içiçe olarak çalışabilmek açısından da daha rahattır zaten günümüz teknolojisi de bu konudaki tüm imkanları rahatlıkla sağlayabiliyor ancak hele ki sözkonusu iş hayatıysa evle ofis çok farklıdır, evde oturulan koltukla ofiste oturulan koltuk farklıdır sonuçta ofis ortamı iş hayatının ciddiyetini sağlar, bir kuruma bir iş ortamına olan aidiyetinizi sorumluluğunuzu gösterir, gücünüzü, personel kimliğinizi, statünüzü, yaşam konforunuzu oradan alırsınız. Evinizde istediğiniz koltuğa oturursunuz, istediğiniz yatağa yatarsınız, istediğiniz zaman televiyonunuzu açar istediğiniz zaman kapatırsınız, istediğiniz gibi giyinebilirsiniz v.s. ama ofis ortamında toplumsal yaşamdaki yerinizin ne olduğunu, gücünüzün, sorumluluğunuzun, ağırlığınızın ne düzeyde olduğunu, beklentilerinizle yapmanız gerekenler arasındaki dengenin ne olduğunu anlarsınız.
Ne yazık ki bir süredir büyük bir pandemi durumuyla karşıkarşıyayız, koronavirüs insanlık tarihinin en zor pandemisi olarak yerini alacaktır. Sadece Türkiye değil tüm dünya koronavirüsten önemli ölçüde etkilendi dolayısıyla ekonomi ve iş dünyası da zor dönemlerden geçmekte. Bireysel olarak düşündüğümde sıcacık evimde her türlü tedbirimi almış durumda oturuyorum, her türlü ihtiyaçlarım elimin altında, çalışma hayatımı home ofis olarak sürdürüyorum ailem yanıbaşımda ama yine de pekçok şeyi özlüyorum, ofisimi özlüyorum, ofisimde oturduğum masamı özlüyorum, oturduğum koltuğu özlüyorum, iş ortamını özlüyorum, iş arkadaşlarımı özlüyorum, personellerimi özlüyorum, müşterilerimle birebir canlı ilişkilerimi özlüyorum, haftasonu dostlarımla sahilde yürüyüş yapmayı sonra bir cafede oturup çay kahve eşliğinde güle oynaya sohbet muhabbet etmeyi özlüyorum....:(( Her ne kadar en gelişmiş teknolojik imkanlar elimizin altında olsa da, en pahalı en gelişmiş akıllı telefonlar, tabletler elimin altında olsa da, skypelar, watsuplar, facebooklar, linkedinler, tweeterlar v.s. yaşantımın tamamiyle içinde olsa da canlı ve sıcak ilişkilerin, kurumsal kimliğin, gerçek aidiyetin ve insan olmanın yerini tutmuyormuş.
Ev, insan hayatı açısından en önemli ve en değerli alandır, bir insanın özelidir, mahremiyetidir, sırdaşıdır, konforudur, özgürlüğüdür ancak insan yaşantısının belli formatları ve düzenleri vardır bununla birlikte insanın yaşamda daha farklı ihtiyaçları da vardır. Evet şu an bir pandemi sürecindeyiz birtakım tedbirlere ve sosyal izolasyona uyum sağlamak durumundayız, iş yaşamı açısından da home ofis düzenine geçmek bu tedbirlerin bir parçası, biryerde de evden çalışma düzeni sıcacık evimizde ailemizle çocuklarımızla içiçe olarak çalışabilmek açısından da daha rahattır zaten günümüz teknolojisi de bu konudaki tüm imkanları rahatlıkla sağlayabiliyor ancak hele ki sözkonusu iş hayatıysa evle ofis çok farklıdır, evde oturulan koltukla ofiste oturulan koltuk farklıdır sonuçta ofis ortamı iş hayatının ciddiyetini sağlar, bir kuruma bir iş ortamına olan aidiyetinizi sorumluluğunuzu gösterir, gücünüzü, personel kimliğinizi, statünüzü, yaşam konforunuzu oradan alırsınız. Evinizde istediğiniz koltuğa oturursunuz, istediğiniz yatağa yatarsınız, istediğiniz zaman televiyonunuzu açar istediğiniz zaman kapatırsınız, istediğiniz gibi giyinebilirsiniz v.s. ama ofis ortamında toplumsal yaşamdaki yerinizin ne olduğunu, gücünüzün, sorumluluğunuzun, ağırlığınızın ne düzeyde olduğunu, beklentilerinizle yapmanız gerekenler arasındaki dengenin ne olduğunu anlarsınız.