Tabiki editem :)
Ama tarif biraz uzun, daha önce paylaştığım tarifi buraya da alıntı yapıyorum,
Arabaşı…
Şehrimin, soğuk kış günlerinin en makbul, yöresel yemeği.
Şimdilerde küçük tepsilerle ve üç beş kişilik hazırlanıyor olmasına karşın, çocukluğumuzda, meydan sinisi denilen büyük tepsilerle ve en az üç dört tane tepsiye dökülürdü hamurlar.
Çorbasında kullanılan beyaz et, evde yetiştirilmiş veya pazardan canlı olarak alınan, kesimi de temizlenmesi de evde yapılan tavuk, hindi veya kaz(bodu) olurdu, tabi çorbasının tadına doyum olmazdı…
Arabaşı çorbası ve hamurunun tarifini yazmak istedim.
Ne varki, bugüne kadar ne hamurunu ne de çorbasını ölçü ile yapmış değilim. Başkasından veya internetten alabileceğim ölçülü tarifi de, denemediğim için buraya yazmak istemedim.
Bizde ölçü göz kararı :)
Önce hamuru.
Yaklaşık iki litre su kaynatılır, tadı belli olacak kadar tuz ilave edilir. Ilık su ile iki veya üç bardak un, pütürü kalmayacak şekilde çırpılır ve kaynayan suya yavaş yavaş ilave edilir, bir taraftan oklava ile sürekli karıştırılır. Hamurun göz göz kaynaması gerekiyor. Kıvamının olup olmadığını anlamak için yaptığımız bir deney var. Karıştırılırken oklava kaldırıldığında hamurun sürekli değilde yavaş damlaması gerekiyor. Yani biraz koyu kıvamda olmalı. Damlaları, içine soğuk su olan küçük bir kaseye damlatın, damlayan hamur dağılmıyorsa kıvamını bulmuş demektir.
Hamur sıcak olarak, ıslatılmış bir tepsiye birbuçuk parmak kalınlığında dökülür. Tepsi sürekli sallanarak her tarafında aynı inclikte olması sağlanır. Tepsi iyice soğumaya bırakılır ki; en az üç dört saat geçmeli. Soğuduktan sonra, suya batırılan bıcak ile baklava şeklinde dilimlenir. Dilimler ele alındığında, elimize pek fazla bulaşmıyorsa tam olmuş demektir. Değil se de, ikinci veya üçüncü denemede inşallah :)
Çorbası için, tavuk bol su ile haşlanıp lime lime edilir.
Önceden, kahverengi bir renk alana kadar ama yanmadan kavrulmuş ve soğutulmuş, elenmiş un, tavuk suyuna ilave edilir. Tabi kaynar suya direk ilave edilemeyeceği için, ayrı bir kapta ılık su ile çırpılıp ilave edilmeli. Çorbanın kıvamını arzunuza göre ayarlayabilirsiniz. Yeteri kadar kaynayınca etini ilave edin. Tereyağ ve sıvıyağ karışımında, pul biber, karabiber, domates ve biber salçasını kavurun ve çorbaya ilave edin. Bir süre de böyle kaynasın, çorba da tamamdır…
Ve sonrasında böyle muhteşem bir yemek meydana geliyor…:)
http://b1212.hizliresim.com/14/r/h6vp5.jpg
Unutmayın ama, hamurlar yenmeyecek, kaşığa alınan hamur sıcak çorba kasesine batırılıp “yutulacak” ..:)
Afiyet olsun…
Tabiki editem :)
Ama tarif biraz uzun, daha önce paylaştığım tarifi buraya da alıntı yapıyorum,
Arabaşı…
Şehrimin, soğuk kış günlerinin en makbul, yöresel yemeği.
Şimdilerde küçük tepsilerle ve üç beş kişilik hazırlanıyor olmasına karşın, çocukluğumuzda, meydan sinisi denilen büyük tepsilerle ve en az üç dört tane tepsiye dökülürdü hamurlar.
Çorbasında kullanılan beyaz et, evde yetiştirilmiş veya pazardan canlı olarak alınan, kesimi de temizlenmesi de evde yapılan tavuk, hindi veya kaz(bodu) olurdu, tabi çorbasının tadına doyum olmazdı…
Arabaşı çorbası ve hamurunun tarifini yazmak istedim.
Ne varki, bugüne kadar ne hamurunu ne de çorbasını ölçü ile yapmış değilim. Başkasından veya internetten alabileceğim ölçülü tarifi de, denemediğim için buraya yazmak istemedim.
Bizde ölçü göz kararı :)
Önce hamuru.
Yaklaşık iki litre su kaynatılır, tadı belli olacak kadar tuz ilave edilir. Ilık su ile iki veya üç bardak un, pütürü kalmayacak şekilde çırpılır ve kaynayan suya yavaş yavaş ilave edilir, bir taraftan oklava ile sürekli karıştırılır. Hamurun göz göz kaynaması gerekiyor. Kıvamının olup olmadığını anlamak için yaptığımız bir deney var. Karıştırılırken oklava kaldırıldığında hamurun sürekli değilde yavaş damlaması gerekiyor. Yani biraz koyu kıvamda olmalı. Damlaları, içine soğuk su olan küçük bir kaseye damlatın, damlayan hamur dağılmıyorsa kıvamını bulmuş demektir.
Hamur sıcak olarak, ıslatılmış bir tepsiye birbuçuk parmak kalınlığında dökülür. Tepsi sürekli sallanarak her tarafında aynı inclikte olması sağlanır. Tepsi iyice soğumaya bırakılır ki; en az üç dört saat geçmeli. Soğuduktan sonra, suya batırılan bıcak ile baklava şeklinde dilimlenir. Dilimler ele alındığında, elimize pek fazla bulaşmıyorsa tam olmuş demektir. Değil se de, ikinci veya üçüncü denemede inşallah :)
Çorbası için, tavuk bol su ile haşlanıp lime lime edilir.
Önceden, kahverengi bir renk alana kadar ama yanmadan kavrulmuş ve soğutulmuş, elenmiş un, tavuk suyuna ilave edilir. Tabi kaynar suya direk ilave edilemeyeceği için, ayrı bir kapta ılık su ile çırpılıp ilave edilmeli. Çorbanın kıvamını arzunuza göre ayarlayabilirsiniz. Yeteri kadar kaynayınca etini ilave edin. Tereyağ ve sıvıyağ karışımında, pul biber, karabiber, domates ve biber salçasını kavurun ve çorbaya ilave edin. Bir süre de böyle kaynasın, çorba da tamamdır…
Ve sonrasında böyle muhteşem bir yemek meydana geliyor…:)
http://b1212.hizliresim.com/14/r/h6vp5.jpg
Unutmayın ama, hamurlar yenmeyecek, kaşığa alınan hamur sıcak çorba kasesine batırılıp “yutulacak” ..:)
Afiyet olsun…
sbengisu42 , 11 yıl önce
biraz da bu güzel yemeklerin tarifini paylaşsanız fena olmazdı :)