Editörler : E.Kayı Han

30 Ağustos 2009 22:55

ATEİST Ahmet Altan Allah'ı Anlattı (Ne garip beni Allahın olmadığına dindarlar inandırdı)

Ahmet Altan, oruç tutup, teravihe gittiği günleri yazdı. Bir de acı bir cümle kurdu: Ne garip beni Allahın olmadığına dindarlar inandırdı

30 Ağustos 2009 / 17:35

"Ne garip beni Allahın olmadığına dindarlar inandırdı, öyle bir Allah anlattılar ki benim Allahıma hiç benzemiyordu, öfkeli, kızgın, gazaplıydı anlattıkları, cezalandırıyordu."

Ahmet Altan/Taraf

Benim Allahım

Marcel Proust?un çok yıllar önce keşfedip yazdığı gibi geçmişin anıları, kokular âleminin muhafızlığında saklanır ve her koku bir kapı açar o unutulmuş sandığınız zamanlara.

Üstüne çörek otu serpilmiş pişkin pide kokusu, birçokları gibi beni de alır bir fırının kapısına götürüp bırakır.

Vakit nedense sonbaharın son günleridir.

Hava serincedir ve akşam inmeye hazırlanır.

Kendine bir iş yaratmak isteyen yaşlı amcalarla çocukların biriktiği uzun kuyruktakiler, minare ışıkları yanmadan önce pideleri alıp iftara yetiştirebilmek için telaşlarını saklayan bir sabırla beklerler.

Sünnet hediyesi bir saati bileklerine takabilmiş olan çocuklar sık sık saatlerine bakarak iftar vaktini hesap etmeye uğraşırlar.

Ben o çocukların arasında beklerim.

Ayaklarım üşür hafiften, açlığımla gurur duyarım.

Diğer çocuklar gibi benim de yüzümde başka zamanlarda pek rastlanmayan bir ciddiyet vardır, önemli bir iş yapmakta olduğumu bilirim.

Ramazan?ı belki de en çok bundan severim.

İftar sofrasına oturulduğunda kimse çocuk muamelesi yapmaz sana, oruç tutmaya başlaman büyüdüğünün işaretidir ve büyükler şefkatli bir saygıyla davranırlar büyümeye başlayan çocuklara.

Fırına girdiğinde, pişkin hamur kokulu sıcacık bir buhar çarpar yüzüne.

Fırıncı, uzun saplı küreğini ateş renkli fırın kapağından içeri sokar ve olağanüstü bir ustalıkla içerdeki pideleri seri hareketlerle küreğinin üstüne dizip hızla çeker.

Çıraklar, müşterilerin elleri yanmasın diye kâğıtların üstüne koyup verir pideleri.

Ama ellerin gene de yanar.

Konuşmalar kısa kısadır, kaç tane istediğini söylersin sadece.

Elinde hazırladığın parayı verirsin, aceleyle alırlar.

Kutsal bir ortaklık, herkesi iftara zamanında yetiştirebilmek için müthiş bir yardımlaşma vardır.

Kimse kimsenin sırasını kapmaya çalışmaz.

Ezana birkaç dakika kala pideleri alıp hızla koşmaya başlarsın, bir iki kez tökezleyip düşecek gibi olursun ama zaferle girersin eve.

Sofra hazırdır.

Herkes sofranın başındadır.

Topun patlamasını sofrada beklemek sevaptır çünkü.

Teyzen hemen pideleri parçalayıp bir kayık tabağa dizer.

Sen de sofraya oturursun.

Top patlar.

Hayır, acele etme, açsın ama gene de aç değilmişsin gibi uzanmalısın o ilk zeytin tanesine.

Büyük bir adam gibi.

Sen artık büyüdün, sen oruç tutuyorsun, sen bu sofrada saygı görüyorsun.

Ve, Allah seni seyrediyor.

Her davranışını görüyor, onun için oruç tuttuğunu biliyor, telaş ederek onu utandırmamalısın, sabrı öğrenmelisin.

İlk zeytinin damağına yayılan kekremsi tadı, sonra bir bardak su.

Sonra çorba.

Çorbadan sonra ilk mırıltılı konuşmalar.

Gerçek, saf, içe işleyen bir mutluluk, bir sevinç, büyük bir koruyucun olduğuna inanan o mutlak güven ve huzur.

Sen iftarını açarken Allah sana gülümser, memnun olur, sen iyi bir çocuksun seni sever, sen onu seversin.

Benim Allahım öyleydi, severdi beni, onu kızdırdığımda bile severdi, ben de onu severdim, korkmazdım hiç ya da diyelim babamdan korktuğum kadar korkardım, daha fazla değil.

Ne garip beni Allahın olmadığına dindarlar inandırdı, öyle bir Allah anlattılar ki benim Allahıma hiç benzemiyordu, öfkeli, kızgın, gazaplıydı anlattıkları, cezalandırıyordu.

?Bu benimki değil? dedim, dinimiz birdi ama Allahımız farklıydı artık.

Yollarımız ayrıldı.

Ben çocukken teraviye korktuğumdan gitmiyordum ki, oraya sevindiğimden gidiyordum, Allah gülümsesin diye gidiyordum, memnun olsun diye gidiyordum ve o memnun olduğunda ben çok seviniyordum.

İyiydi bizim aramız.

Konuşurduk bile.

O bana pek cevap vermezdi, daha ziyade ben söylerdim o dinlerdi, isteklerimi samimice anlatırdım, ?şu sınıfı geçmeme bir yardım etsene? derdim, sesini duymazdım ama gülümseyip ?böyle haylazlık edersen benden yardım bekleme? dediğini sezerdim, hiç gücenmezdim, gülümserdim, ?çalıştıktan sonra ben de geçerim ne olacak? demezdim ama aklımdan bunun geçtiğini onun bildiğini bilirdim.

Küstü mü acaba diye endişelenirdim.

Kızması değil ama küsmesi kötü olurdu, bak küsmesinden korkardım.

Onu küstürecek bir şey yapmadım.

Büyüdüm, günah işledim ama onu küstürecek günahlar değildi bunlar, bilerek kimseye kötülük etmedim, kimsenin hakkını yemedim.

Benim günahlarıma sizin Allahınız çok kızabilir, benimki kızmaz işte, belki bana şöyle bir parmağını sallar ama o kadar.

İyidir o, çok iyidir.

Onun için belki ben, fırın kapısında pide bekleyen çocuğu böylesine şefkatle ve sevinçle hatırlarım.

Onun için belki ben, işler çok sıkıştığında şöyle gökyüzüne doğru bir bakarım.


seyhanli_001_
Yasaklı
30 Ağustos 2009 22:57

çok acı bir durum..malesef günümüzün en büyük problemi...islamı yanlıs temsil eden müslümanlar !!!!!!!!!!!!!


hakantaoz
Kapalı
30 Ağustos 2009 23:00

bende desem yazılarını niye seviyor ve beğeniyorum. meğer akıllı adammış bu çağda hala melek cin vs vs inanacak bir değilmiş. gelenekçi atadan dededen gördüğünü uygulayan biri hiç değil :D


Kainat numunesi
Yasaklı
30 Ağustos 2009 23:04

yazıyı okumadım ama haklılık payı olsada denenlere degil hakikatle amel etmeli ARAŞTIRMALI...

hocanınn dedigine bak yaptıgını yapma misali...

hesapp verilirken onlar yüzünden DİYEMEZ KİMSE...


asos_zen
Yasaklı
30 Ağustos 2009 23:10

şeriat ve sünnetullah gündüz gibi ortada . kişilerin bizim gibi yolda gezen müslümanları örnek alarak bu din anlaşılmaz.

layıkını yaşasın biz onlardan örnek alalım..

lafla peynir gemisi yürümez..

o kişi hakkıyla yaşasın bizde seyredelim.. yok onların ALLAHI benim ALLAHIMA benzemiyor...

bu laflar nefsani laflar.. yaşamak isteyene herşey ortada.. örnek şahsiyetler de ortada..

karar onların...


seyhanli_001_
Yasaklı
30 Ağustos 2009 23:12

islamın özü gercek manada yasansaydı bu kadar derin insanlar ateist olamazdı üzgünüz ahmet altan...suc bizim :((


Kainat numunesi
Yasaklı
30 Ağustos 2009 23:37

seyhanlı suç bizim diyorsunda haklısında BİZİ baglar ama(örnek olamayışımız)...

araştırmamak ta onları...


Mahur_
Yasaklı
30 Ağustos 2009 23:58

Ahmet Altan çok haklı...

çünkü din diye gelenekler, hurafeler, akıl dışı uygulamalar yutturulmaya çalışılırken,insanın bu insanlara bakarak müslüman kalması mümkün değil...

İslam dini diyoruz...

İslam ne demek ?

En temel kökünde barış demektir.

Ama kan, kafa kesme, savaşlar, recim etme günmüzde din adı altında yapılan kuranda olmayan uygulamaları, peygamberimizin sünneti diyerek ona iftira atanlarlar yine müslümanım diyenler değil mi?

Peygambere yüceler yücesi diye methiyler düzüp, 9 yasında bir kız çocuğu ile evlendiğini söyeyerek iftira edenler kendi subyancı sapıklıklarına peygamberide ortak etmek isteyenler müslümanım diyerek dolaşmıyor mu?

coşkuya kapılıyoruz zikir alemlerindeyiz, yer gök zikrediyor... metalika dinlesem Allah diyor. ama sağırlar ordusu çıkıyor müzik ve müzik aleti haramdır lanetlenmiştir diyerek yaşamı çekilmez kılmaya çalışanlar müslümanım demiyor mu?

sonra birileri çıkıyor akıl etmeyiniz aklınızı kullanmak haramdır... Kuran okumayınız anlamazsınız siz diyerek vaaz ediyor. Soru sormaya kalksak. Sus ve dinle edepsiz diye azarlayanlar müslümanız demiyorlar mı? Mesela Saatlerce kürsüde vaaz eden fetullah gülene, cemaatten kalkıp bir kişi bir soru sorduğunu, itiraz ettiğini, veya ek bir açıklama yaptığını göreniniz var mı? Koyun gibi dinlediler.

Ben size mescidi nebide peygambere itiraz eden sahabelerden örnekler veririm. Ve itirazında da haklı olduğunu peygamberin kendisi söylemiştir. Sahabe peygambere soru sormuş, itiraz etmiş, konuşmasına destekleyen açıklamada bulunumuş...

ama hoca efenedilerimize bir soru dahi sorulamaz.

daha biter mi? bitmez...

namazı terk edeni öldürün, oruç yiyeni dövün diyenine kadar.

Offf şu kuranı bir okusalar...

hadisleri kurana çarpıp dökülenleri ayıklasalar. yaradılanı yalnızca Yarada'nın rızası için sevebilseler.

bakın foruma bir kadın, bir erkek ile arkadaş olabilir mi diye aylardan beri ısıtıp ısıtıp koyuyor önümüze..

ayet açık mümin kadın mümin erkeğin dostudur diyor...

Kim diyor ? Allah diyor? Apaçık ayeti görmeyip de dost olamazlara getirmek için kıvırdıkça kıvıranlar müslümanın demiyor mu? Kuranda namaz var mı ? gibi bir soru bu...

Bitmez bitmez bitmez...

ve en başında sulatanlara, halife müsvettelerine boyun eğmeyip halkın ve hakkın sevgilisi olan İMAM-I AZAM EBU HANEFİ yi aşağlayanlar, ona uğursuz diyenler, onu arapça dahi bilmeyen cahil diye kitaplarına taşıyanların isimlerinin sonuna (R.A) ları ekleyenler müslümanım diyerek dolaşmıyor mu? ŞEHİT ve ŞAHİT İMAM-I AZAMIN başından kanlar fışkırıncaya kadar kırbaçlayanların isimlerinin başına Hz. tiltleri ekleyenler müslümanın diye dolaşmıyorlar mı?

Birileri çıkıp evrim karşıtlığı üzerinden hristiyan kiliselerinin çevirilerini EVRİM GERÇEĞİ diye bizlere yutturanlar, sonrasında da Mehdilik ünvanını kendilerine hak edineneler ve onları forum başlığına taşıyanlar müslümanım demiyorlar mı?

Müslümanlara bakarak müslüman olunmaz...

Ahmet Altanın en büyük hatası gördükleri ve duydukları ile karar vermesi olsa gerek...

bir ayet okuyorum. başım tavana vuruyor... Sevincimden sanki türk milli takımı brezilyaya son dakika golü atmışcasına havalar uçuyorum. Sahihliğini kuran ile destekleyen bir hadis okuyorum yine aynı coşku, aynı aşk hali...

gerçekten arınıp bir okusan geçer be Ahmet abi...


a1981
Müsteşar
31 Ağustos 2009 01:00

Dİlerim Ahmet Altan, ölmeden evvel bir müslüman için Allah'tan korkmanın esasen onu sevmekten geldiğini anlar. Dikkat edilince zaten O'ndan en çok korkan da en çok sevenler oluyor. Ve O2nu en çok sevenler bir tek o'ndan korkuyorlar. Biz Allah'tan (haşa) bir canavardan korkar gibi korkmuyoruz. Biz aslında O'nun azameti ve yüceliğinden korkuyoruz. Ve O'ndan uzak olmaktan ve O'nun rızasına erişememekten korkuyoruz.. Allah kendisinden korktugu için emirlerini yerine getiren ve dosdogru yolunda yürümeye devam edenlere zulmedecek değildir.

müslümanların iyi birer örnek olamadıklarına gelince, o şimdinin değil, çok uzun bir zamanın sorunu..


asos_zen
Yasaklı
31 Ağustos 2009 01:03

Allah?a yaklaşmanın, kalbi ilâhi rıza ile nurlandırmanın tek çaresi fani sevgileri ve sevgilileri terk etmektir. İnsan dönüp kalbine baksın... Nice kabiliyette yaratılmış olan kalbi Allah?ın azametini bilmek için halk edilmiştir. Bu kalbe Rabbine muhabbet yerine, bir şeye yaramayan türlü türlü sevgililer doldurulur. Oysa dolu bir kaba ikinci bir şey doldurulmaz. İnsan, Allah için verilen hakiki sevgiyi ne zaman mecazî olana yönlendirirse, mahşer gününde mahcup düşer.

İnsan soyunduğu kadar giyinir. Kirli çamaşırlar çıkarılır, temizlenir, giyilir. Bulduğun her şeyi üst üste giymediğin gibi, mecazî kirlilik sayılan sevgilileri terk etmedikçe hakiki sevgi kalpte tecelli etmez. Dünyaya ait sevilen şeylerin cümlesi geçicidir. Allah için hazırlanmış olan bu kalp, mecazî sevgililere teslim edildiği kadar hakiki sevgiliye perdeli olur. Hakiki sevgiliye kendini teslim ederse Allah mecazî sevgililerin cümlesini kendine nasip eder. Allah?a bir kulübeni ver, O sana bir saray ihsan eder.

Mecazi sevgililerden gönlünüzü hakiki sevgiliye döndürün. Gücünüzün yettiklerini çıkarın. Cezbe verilmişken, muhabbet kalbe konulmuşken, temizlenecekler temizlenmezse, temizlenme yolları çetin olur.

Evliya-i izam, Rabbimizin bir ikramıdır. Bu zamanda paha biçilmez bir mücevherdir. Evliya ocağı insanın eline geçmeyen bir hazinedir. İnsan şimdi temizlenmeli. Günahlarından ve kötü huylarından temizlenmezse temizlerler.

Fıkıhta temizleme yolları vardır. Kirli olan bir şey ovalanmakla, yıkanmakla temizlenir. Yanmayan bir cisim ateşte temizlenir. Şimdiden tövbe ederek temizlenmezsek, kabir azabı ile temizler. Onda da temizlenmezsek Arasat meydanında güneş tepemize iner, Allah?ın kudretiyle terlerimiz dizlerimizi, başımızı geçer. Elli bin sene Arasat meydanında beklemekle temizlenir. Onda da temizlenmezsek Sırat?ta temizlenir. Onda da temizlenmezsek cehennemde temizlenir. Allah bir kuluna mağfiret edip onu temizlemedikçe Cemalullah nasip olmaz.

Gelin, fırsat eldeyken temizlenin. Güzel giyinmek değil, güzel ahlâka bürünmek süstür. Bin bir elbise ile güzellik olmaz, bin bir haslet ile güzellik olur. Cezbe ile temizlenelim, muhabbet ile Hakk?a dönelim, fırsatı ganimet bilelim.


Ebu_Cehil
Genel Müdür
31 Ağustos 2009 05:57

Yorumlarınızı okudum ve hiç şaşırmadım.

"Gerçek müslüman" , "gerçek İslam" , "İslamın özü" vb tarzında muallak cümleler...

Nedir kardeşim bu Gerçek İslam ?

Kimdir bu gerçek Müslüman ?

Hangisidir İslamın özü ?

Buna kim karar veriyor ? Ve neye göre veriyor ?

İslamın bir özü varsa ve bu apaçık ortada ise neden dünyadaki müslümanlar ayrı telden çalıyor ? Neden çeşit çeşit mezhepler var ? Hani İslam birdi ? Hani tekti ?

Şuna eminim ki ; burada yazan bir avuç müslümanın bile dinleri farklıdır. evet farklıdır. Hepiniz "müslümanım" diyorsunuz ama konuşunca hepiniz ayrı telden çalıyorsunuz. Aleviniz var , sunniniz var , fethullacınız var , sadece kuarn diyeniniz var , varoğlu var..

Suç kimde ? "Gerçek islamı" bir türlü anlayamayan müslümanrda mı ? Yoksa , Dinini 1400 yıldır bir türlü anlatamayan Allah ta mı ?


beyazlale
Daire Başkanı
31 Ağustos 2009 11:25

okudum çok güzel bir paylaşım teşekkür ederim günümüzün ortak derdi "Dindarlar" herşeye olumsuz bakan, sert, günah işlediğinde cehennemlik diyen, Allahın affetmesinden kulunu sevmesinden herzaman yanında olmasından bahsetmeyen hep şiddetinden bahseden hep cezalandıran varlık olarak korkutan insanlar....

bu sözler bana yabancı gelmedi yıllar önce okul yıllarımda cuma günü staj arasıydı ve ben camiye gittim birkaç arkadaşla bayandık ama camiye gitmeye hakkımız vardı oradan bir amca kalabalığında içinde bize bağırdı burada ne işiniz var sizin, eviniz yokmu? o kadar kötü oldukki dedim içimden birdaha namaz kılmasam bunlarla aynı şeyleri yapmasam dedim.

ama ertesi hafta yine gittik bu kez farklı bir cami ama farklı muamele çok güzel karşılandık saygı duyuldu bize yer gösterildi işte dedim gerçek müslümanlık budur!!!

yaptığımız herşeyi iyi düşünmeliyiz günah işleyenleri hor görmek değil onları rencide etmek değil allahı anlatırken yanlış anlatmak değil, en güzel şekilde onu anlatmak önemli zaten bizden rabbimizin istediğide bu değilmi?


gamze9
Kapalı
31 Ağustos 2009 11:31

çok yazık...

hem kendi adına,hem bizim adımıza...


sbengisu42
Müsteşar
31 Ağustos 2009 11:38

Allah hidayet versin.

doğruluk payı olabilir ama Allah ın GAFFAR ismi yanında KAHHAR ismi de var:)


gamze9
Kapalı
31 Ağustos 2009 11:52

:)

bu ateistlerin hiçbir zaman gerçekten ateist olduklarına inanmıyorum şahsen.sorgulayan insan er yada geç doğruya ulaşır.Allahu teala 'hiç ibret almayacak mısınız/düşünmeyecek misiniz?!' ikazını yüce Kitabında niye bu kadar çok tekrarlamış olabilir ki?aklı var ve sorguluyorsa şüphede olabilir ama ucundan köşesinden bir yerden inanca bulaştığına eminim.

bir de iman gönül işidir. tamam, İslamiyet'i güzel yaşamak insanları dine ve Allah'a ısındırır ancak imana gelmesine yetmez,dolayısıyla yanlış yada eksik yaşanması da o insanı ateist yapmaya yetmez. kısacası vesileler her zaman vesiledir. amaç yapılırsa orada sapma da su götürmez bir gerçektir.


Leyl-edb
Genel Müdür
31 Ağustos 2009 12:14

Ebu Cehil arkadaşım.ortada muallak cümle falan yok.Kur'anı kerim her şey için yeterli.Bütün hayatı ışıklandıracak kadar ziyalı.ayrıca Efendimizin(sav) yaşam şekli bütün müslümanlığa yol gösteriyor.niçin yuvarlak cumle arama girişimindense araştırmıyorsunuz.ayrıca farklı frklı mezhepler farklı müslümanlıklar değildir.siz bir ağacın dallarına bakarak kökü aynı olduğu halde bunlar farklı ağaçlar diyebilir misiniz?Ahmet Altan'ı bir edebiyatçı olarak iyi tanırım.kitaplarını da okuyan varsa ne kadar müstehcem bir içeriğe sahip olduğunu bilir.Koskoca Ahmet altan,yazar,gazeteci nasıl oluyor da araştırmadan bir iki müslümanın ağzından çıkanlara inanıp ateistliği tercih ediyor.bahsi geçen şahıs avam tabakadan biri değil.araştırmak isterse ve inanmak isterse inanılmaz imkanlara sahip insan.o kendince kabul ettiği tanrının kadını eve kapamayan,erkeklerin gözleri önüne seren,kadını örtmeyen bir tanrı olmasını istiyor.


seyhanli_001_
Yasaklı
31 Ağustos 2009 12:21

muallak olan ne?

kuranın emrettiği hükümlerin neresi muallak..

bence ortada bir muallak varsa o da senin fikirlerin

terrane gibi dön baba dönnn ki leyleklerin seni dünyaya getirdiğine inanasın


kaanserin
Kapalı
31 Ağustos 2009 13:09

Ortada tek kitap ve farklı yaşayışlar olduğu sürece Ahmet Altan gibi düşünenlerin olması gayet doğal.İran apayrı bir dünya,suriye daha ayrı,Suudiler çok daha farklı,Türkiye Cumhuriyeti apayrı.Ama bu ülkelerdeki her insan İslamı kendisinin daha doğru yaşadığına inanıyor. Bu farklılıklar olduğu sürece birliğin salanması nasıl sağlanabilir.Bir de dinin içinde mezheplerle ayrılıyoruz birbirimizden. Şimdi Kuran-ı Kerim i kendi ana dillerinde okuyup anlayan İranlılar mı bizler mi daha doğru yaşıyoruz bir düşünün.Ama onların yaptıkları bizlere zalimce gelmekte.

Kuran-ı kerimde yeteri kadar bilgi var deniyor ama dünyanın yaşı kaç milyar.Bu uzun süreyi neden hiç anlatmıyor.Dinazorlardan neden hiç bahsetmiyor.Neden bilimsel bir bilgi içermiyor.Sular birbirine karışmıyor vs. demeyin orada iki gölüde kastedecek şekilde bir ifade var.Dünyanın aya uzaklığı şu kadar veya dünyanın şu kadar uydusu var deseydi Kuran-ı Kerimde veya evrenin yaşını verseydi dünyada müslüman olmayan insan kalmazdı.

Sonra vurdu kırdı yok islamiyette diyorsunuz.

Tevbe suresi 5. ayeti okumanızı öneririm.Bura çığırtkanlık yapanlar nasıl açıklayacaklar merak ediyorum bu ayeti.

Arkamdan atıp tutmayın ayrıca.Ben elimden geldiğince iyi bir insan olmaya çalışıyorum.Fakirlere yardım ediyorum.Yalan söylemiyorum,haram, hak yemiyorum ve yaradana dua ediyorum her gece.

Ahmet Altan a katılıyorum sonuna kadar.

Sağlıcakla kalın.


Mahur_
Yasaklı
31 Ağustos 2009 19:01

kaanserin;

tevbe5 i çığırtkanlık yapanlar nasıl açıklayacak diye sormuşsun.

ben sana tevbe 5 i senin tatmin olacağın şekilde açıklarsam senin islam dini hakkında düşüncelerinde bir değişiklik olacak mı? inanacak mısın?

Ben şundan eminim ki akıl sahibi, vicdan sahibi her insanı tevbe 5 konusunda ikna ederim.

eğer sen de akıl ve vicdan sahibiyim diyorsan ikna olursun.

ancak bu yalnızca tevbe 5 de kalacak ise ve derdin senin müslümanlara laf sokmaktan ibaret ise burada çığırtkanlık yapan senden başkası değildir...

İyi niyetli olarak kuranda çelişki gördüklerinden dolayı dinden uzaklaşmış biri olsaydın sorunu sorarken çığırtkanlık yapanlar şeklinde zaten YOBAZ ca bir ifade kullanmazdın...

amacın üzüm yemekse önce düzgün kelimeler kullanmasını öğren. yok bağcı dövmek ise YOBAZLIĞA devam et...

kolaygele...


kaanserin
Kapalı
31 Ağustos 2009 19:20

Mahur_

Mantıklı cevap veremeyeceğine adım gibi eminim arkadaşım.

Yukarıda yazdığım herşeye güzel bir açıklama bekliyorum.Kötü niyetli değilim.Saygı çerçevesinde konuşalım.Esasen bende boşluktayım.Varsa beni bu boşluktan kurtarabilecek arkadaş ellerinden öpeceğim.


Rüştü ÖZDEMİR
Müsteşar Yardımcısı
31 Ağustos 2009 19:52

Topu taca atmadan bir otokritik yapmanın sırası geldi geçti. Olayın bizi ilgilendiren yönü önemli. Evet bize bakarak müslüman olacak, inancı artacak biri yok. Bu hanemize yazılacak en kötü puan.

Bu kanıya varanın suçu yok mu pekiyi! Tabi ki var. Biz ne olsak, ne yapsak bazıları için birşey ifade etmiyor. Tıpkı Peygamber'in herşeyi yapmasına rağmen yola gelmeyenlerin -hem de akrabalarından- olması gibi.

İkinci durumdan sorumluluğumuz yok. Ancak birinci maddede hatamız, kusurumuz varsa bu yeter de artar bize.

Toplam 41 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi