7. madde l bendi tam olarak şöyle :
l) Rektörlerin disiplin işlemlerini kovuşturmak ve karara bağlamak, öğretim elemanlarından bu Kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile bu Kanunla belirlenen yükseköğretimin amaç, ana ilkeleri ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları rektörün önerisi üzerine veya doğrudan, normal usulüne göre, yükseköğretim kurumları ile ilişkilerini kesmek
Bu l bendi çok açık. Rektörlerin disiplin işerine bakacak bu belli.
"Yanıldığın konu şu; o madde de "ile" yazan kusma kadar bir atıf, "ile" den sonra başka atıf var."
"İle" den sonraki tüm atıf öğretim elemanlarına burası da çok açık. Bunun gerçekten böyle olmadığını yani yani "ile" den sonraki atıfın öğretim elamanları ile ilgili olmadığını düşünüyorsan git bir hukukçuya sor. Çok belli. Orada öğretim elamanlarının şu fiillerinden bahsediyor :
*** "öğretim elemanlarından bu kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile" Bu ibare ile öğretim elamanlarının 2547 sayılı kanunda belirtilen görevleri yapmasında yetersizliği görülmesi durumundan bahsediliyor
*** sonraki ile bağlacı yine öğretim elamanı ile ilgili .öğretim elamanlarının " bu kanunla belirlenen yükseköğretimin amaç, ana ilke ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları" diyor.
Diyorsun ki :
"Kanun da memur geçmediği iddiası; kanunda hademelere, işçilere, sözleşmelilere de atıf yapılmamış o zaman bunu da mı böyle değerlendirelim. Hatta geniş bir değerlendirme yapalım. Anayasaya baktım benim adımı yazararak hergün zamanında işe gitmem gerektiği yazmıyor. O zaman gitmeyeyim ama maaşı tam alayım."
Bu cümlen hukuki konularda bilgisiz olduğunu gösteriyor. Sen hukuk eğitimi aldın mı? Disiplin cezası olan fiiller ve bu fiillerden kimler sorumlu bunlar kanunda açıkta gösterilmeli. Buna suçta ve cezada kanunilik ilkesi denir. Yaptığın benzetme çok yanlış. Hukuktan hiç anlamadığın burdan belli. Anayasa'da senin adın yazacakmış işe gitme zorunluluğun için. Kanunda anayasada özel isimler yazmaz yani senin adın soyadın yazmaz konumun yazar. İşçi der, sözleşmeli personel der, güvenlik görevlisi der, memur, öğretim elamanı der. kanunda öğretim elamanı ile ilgili bir madde varsa bu maddenin memurları da kapsadığını kimse söyleyemez. bana inanmıyorsan git bir hukukçuya sor.
Bilmediğin bir konu daha var. Daha önce üniversitede çalışan memurların ve öğretim üyelerinin disiplin soruşturmaları "Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elamanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği" ne göre yapılıyordu. Bak yönetmeliğin isminden bile bu yönetmeliğin öğretim elemanı ve memurlarla ilgili olduğu çok açık. VE bu yönetmeliğin maddeleri de çok açıktı. memurlar hangi disiplin suçlarından sorumlu, öğretim elamanı hangi disiplin suçlarından sorumlu açıkça yazıyordu.
Sonra Anayasa Mahkemesi disiplin suçlarının ve bu disiplin suçlarına verilecek cezanın yönetmelikle gösterilmesi anayasaya aykırı dedi. Disiplin suçlarının ve bu disiplin suçlarına verilecek cezalar kanunla belirlenmeli şeklinde karar verdi.
Bunun üzerine YÖK bu yazdığım yönetmeliği iptal etti. Yapması gereken bu sefer "Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Kanunu" hazırlayıp bunu mevcut hükümete veya TBMM ye gönderip yasalaşmasını istemek iken böyle yapmadı gitti disiplinle ilgili hükümleri de 2547 sayılı kanunun içine attı. Bu konuda Anayasa Mahkemesine götürüldü. Anayasa mahkemesi 2547 sayılı kanunun içine atılan bazı hükümlerle ilgili yine iptal kararı verdi.
"kanunda hademelere, işçilere, sözleşmelilere de atıf yapılmamış o zaman bunu da mı böyle değerlendirelim." cümlende yanlış. İşçilerin sözleşmelilerin ayı bir disiplin mevzuatı var. Hademe yardımcı Hizmetler Sınıfında değerlendiriliyor ve onun adı hademe değil kanunda hizmetli. Disiplin mevzuatının hangi konumda olanlara uygulanacağının açıkça belirtilmesi hem anayasa gereği hem de Türkiye' nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereği.
aym yılda 180 bin dosya ya bakıyor. Anladın mı??? demişsin AYM nin birçok bölümleri var ve AYM de kaç hakim var bilmiyorum ama çok sayıda hakim var. Bunlar dosyaları paylaşıyorlar. AYM de kararları AYM nin Hukuk Müşavirliği bürosu yazmıyor. Hakimler yazıyor. Yükseköğretim kurulunda kararları üst düzey bir yetkili alıyor sonra bu karara uygun metni YÖK Hukuk Müşavirliği avukatları yazıyor ve o 20 kişilik Yükseköğretim Kurulu da imzalayıp geçiyor. Yukarıda yazdım tekrar yazıyorum YÖK bana gönderdiği memurluktan çıkarıldın anlamına gelen yazısında kurumun 2547 sayılı kanunun hangi maddesi uyarınca böyle bir karar alma yetkisi olduğunu yazmadı. Artı yukarıda yazdım. YÖK te bulunan disiplin dosyamın fotokopisini alırken bana nezaret eden YÖK Hukuk Müşavirliği avukatı sormam üzerine Yükseköğretim Kurulunun üniversitede bulunan memurların disiplin dosyalarına bakacağına dair 2547 sayılı kanunda bir hüküm bulunmadığını söyledi ve İdare mahkemesine başvurup Yürütmeyi Durdurma yani YÖK'ün benim disiplin dosyamı inceleme ve karar verme yetkisi olmadığı için Yürütmeyi Durdurma talepli iptal davası açmamı önerdi. Bir avukatla bu konuda anlaştım sonra avukat vekalet ücreti ile ilgili bir sorun çıkarınca anlaşmamız bozuldu bende dava açamadım.
Forumdaki paylaşımlarından anladığım kadarı ile KHK ile çıkarılmışsın git kendi konularınla ilgilen senin mevzuatın ile benim tabi olduğum mevzuat çok farklı.
7. madde l bendi tam olarak şöyle :
l) Rektörlerin disiplin işlemlerini kovuşturmak ve karara bağlamak, öğretim elemanlarından bu Kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile bu Kanunla belirlenen yükseköğretimin amaç, ana ilkeleri ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları rektörün önerisi üzerine veya doğrudan, normal usulüne göre, yükseköğretim kurumları ile ilişkilerini kesmek
Bu l bendi çok açık. Rektörlerin disiplin işerine bakacak bu belli.
"Yanıldığın konu şu; o madde de "ile" yazan kusma kadar bir atıf, "ile" den sonra başka atıf var."
"İle" den sonraki tüm atıf öğretim elemanlarına burası da çok açık. Bunun gerçekten böyle olmadığını yani yani "ile" den sonraki atıfın öğretim elamanları ile ilgili olmadığını düşünüyorsan git bir hukukçuya sor. Çok belli. Orada öğretim elamanlarının şu fiillerinden bahsediyor :
*** "öğretim elemanlarından bu kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile" Bu ibare ile öğretim elamanlarının 2547 sayılı kanunda belirtilen görevleri yapmasında yetersizliği görülmesi durumundan bahsediliyor
*** sonraki ile bağlacı yine öğretim elamanı ile ilgili .öğretim elamanlarının " bu kanunla belirlenen yükseköğretimin amaç, ana ilke ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları" diyor.
Diyorsun ki :
"Kanun da memur geçmediği iddiası; kanunda hademelere, işçilere, sözleşmelilere de atıf yapılmamış o zaman bunu da mı böyle değerlendirelim. Hatta geniş bir değerlendirme yapalım. Anayasaya baktım benim adımı yazararak hergün zamanında işe gitmem gerektiği yazmıyor. O zaman gitmeyeyim ama maaşı tam alayım."
Bu cümlen hukuki konularda bilgisiz olduğunu gösteriyor. Sen hukuk eğitimi aldın mı? Disiplin cezası olan fiiller ve bu fiillerden kimler sorumlu bunlar kanunda açıkta gösterilmeli. Buna suçta ve cezada kanunilik ilkesi denir. Yaptığın benzetme çok yanlış. Hukuktan hiç anlamadığın burdan belli. Anayasa'da senin adın yazacakmış işe gitme zorunluluğun için. Kanunda anayasada özel isimler yazmaz yani senin adın soyadın yazmaz konumun yazar. İşçi der, sözleşmeli personel der, güvenlik görevlisi der, memur, öğretim elamanı der. kanunda öğretim elamanı ile ilgili bir madde varsa bu maddenin memurları da kapsadığını kimse söyleyemez. bana inanmıyorsan git bir hukukçuya sor.
Bilmediğin bir konu daha var. Daha önce üniversitede çalışan memurların ve öğretim üyelerinin disiplin soruşturmaları "Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elamanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği" ne göre yapılıyordu. Bak yönetmeliğin isminden bile bu yönetmeliğin öğretim elemanı ve memurlarla ilgili olduğu çok açık. VE bu yönetmeliğin maddeleri de çok açıktı. memurlar hangi disiplin suçlarından sorumlu, öğretim elamanı hangi disiplin suçlarından sorumlu açıkça yazıyordu.
Sonra Anayasa Mahkemesi disiplin suçlarının ve bu disiplin suçlarına verilecek cezanın yönetmelikle gösterilmesi anayasaya aykırı dedi. Disiplin suçlarının ve bu disiplin suçlarına verilecek cezalar kanunla belirlenmeli şeklinde karar verdi.
Bunun üzerine YÖK bu yazdığım yönetmeliği iptal etti. Yapması gereken bu sefer "Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Kanunu" hazırlayıp bunu mevcut hükümete veya TBMM ye gönderip yasalaşmasını istemek iken böyle yapmadı gitti disiplinle ilgili hükümleri de 2547 sayılı kanunun içine attı. Bu konuda Anayasa Mahkemesine götürüldü. Anayasa mahkemesi 2547 sayılı kanunun içine atılan bazı hükümlerle ilgili yine iptal kararı verdi.
"kanunda hademelere, işçilere, sözleşmelilere de atıf yapılmamış o zaman bunu da mı böyle değerlendirelim." cümlende yanlış. İşçilerin sözleşmelilerin ayı bir disiplin mevzuatı var. Hademe yardımcı Hizmetler Sınıfında değerlendiriliyor ve onun adı hademe değil kanunda hizmetli. Disiplin mevzuatının hangi konumda olanlara uygulanacağının açıkça belirtilmesi hem anayasa gereği hem de Türkiye' nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereği.
aym yılda 180 bin dosya ya bakıyor. Anladın mı??? demişsin AYM nin birçok bölümleri var ve AYM de kaç hakim var bilmiyorum ama çok sayıda hakim var. Bunlar dosyaları paylaşıyorlar. AYM de kararları AYM nin Hukuk Müşavirliği bürosu yazmıyor. Hakimler yazıyor. Yükseköğretim kurulunda kararları üst düzey bir yetkili alıyor sonra bu karara uygun metni YÖK Hukuk Müşavirliği avukatları yazıyor ve o 20 kişilik Yükseköğretim Kurulu da imzalayıp geçiyor. Yukarıda yazdım tekrar yazıyorum YÖK bana gönderdiği memurluktan çıkarıldın anlamına gelen yazısında kurumun 2547 sayılı kanunun hangi maddesi uyarınca böyle bir karar alma yetkisi olduğunu yazmadı. Artı yukarıda yazdım. YÖK te bulunan disiplin dosyamın fotokopisini alırken bana nezaret eden YÖK Hukuk Müşavirliği avukatı sormam üzerine Yükseköğretim Kurulunun üniversitede bulunan memurların disiplin dosyalarına bakacağına dair 2547 sayılı kanunda bir hüküm bulunmadığını söyledi ve İdare mahkemesine başvurup Yürütmeyi Durdurma yani YÖK'ün benim disiplin dosyamı inceleme ve karar verme yetkisi olmadığı için Yürütmeyi Durdurma talepli iptal davası açmamı önerdi. Bir avukatla bu konuda anlaştım sonra avukat vekalet ücreti ile ilgili bir sorun çıkarınca anlaşmamız bozuldu bende dava açamadım.
Forumdaki paylaşımlarından anladığım kadarı ile KHK ile çıkarılmışsın git kendi konularınla ilgilen senin mevzuatın ile benim tabi olduğum mevzuat çok farklı.