Kurumlar arası geçiş için kütüphane memurluğunu düşünüyordum. İyice araştırdım. Kitaplarla iç içe ve unutulmuş bir kurum. Sessiz, huzurlu bir ortam. Maaşı 1800 küsür... Karışanın yok. Her şeyi ideal. Birkaç ay düşündüm ve sonra dilekçemi hazırladım. Dilekçeyi vermeden önce bütün gerekli yerlerle görüştüm. Kısaca işi ayarladım. İş dilekçe vermeye kaldı.Baktım gerçekten geçiş yapabileceğim. Sabah için Ankara'ya bileti aldım dilekçemi elden verip işi hızlandıracaktım. Fakat bir hayli istekli olduğum bu konuda iş ciddileşince kulağıma gaipten "hayır!hayır!" diye sesler gelmeye başladı. Bulunduğum her ortama yabancı sürekli kafamda kütüphane memurluğu dönüp duruyor. "Acaba yanlış mı yapıyorum?" diye soruyorum kendime.
Her neyse pastaneye oturduk hanımla. Hanım tatil planı yapıyor. Şuraya mı gitsek buraya mı gitsek. Yarın mı gitsek bir hafta sonra mı gitsek. Tatilin yarısını şurada yarısını burada mı geçirsek. Bu ilk dank oldu.Bize fazla tatil yapıyorlar diyorlar ya... Vallahi iki aylık tatilin elden gitmesi ihtimali bile kaybımın değerini bana bildirdi. Tatil harikaymış gerçekten.
1- Hanım tatil yapacak ben 20 gün yıllık izin kullanacağım. Sonra iş başı. Olmaz öyle şey. Sen tut 60 gün yaz tatili 15 de devre arası 75 günlük tatilden vazgeç.
2- Düşündüm, ben 7 yıldır sabahçı çalışıyorum ve 12.30'da işim bitiyor. Kütüphane memuru 09.00-17.00 mesai... Zor mesele...
Yürümeye başladık.
Maaşı bana yeter diyordum. Üzerinde fazla düşünmemiştim. 1800 küsür... Neden kötü... Oyuncakçının yanından geçerken çocuk bağırdı "akülü araba,akülü araba" etiket üzerinde fiyat 267 tl... Hemen kıyaslama:
3-öğretmenlikte ayda 1750+ genelde ortalama 400 ekders+ istersem egzersiz 250+ istersem hafta sonu sbs kursu ortalama 300+ belki sınav gözetmenliğ 50= 2750
Gençlikte iyi para kazanıp bir şeylere sahip olmak gerek...
4- Sonra kütüphane memurluğu emekliliğe kadar aynı tek tip iş. Oysa öğretmenlik sürekli farklı insanlar, öğrenciler, istersen bambaşka okullar vs. Hareket alanı geniş bir meslek diye düşündüm.
5- Kütüphanede müdürünle uyumun yoksa vay haline o iş çekilmez. Oysa öğretmenlikte durum farklı. Sınıfıma girer işimi yaparım. İstenilen de bu... Müdür falan nafile o zaman.
6- Aslında bütün şikayetlerimize rağmen şunu farkettim ki öğretmen toplum içerisinde sosyalliğiyle ön planda. Yürürken her geçenle selamlaşıyorum. Bunlardan çoğu memur ama bir şekilde tanışıyoruz. Bu öğretmenliğin getirisi... Oysa kütüphane memurluğunda statü sanki daha düşük. Düz memur... İnsana biraz sıkıcı geliyor bu düz memurluk...
7- En önemlisi ...
Başbakan bana seslendi. "Ey öğretmenim" dedi. "Bir başbakan olarak sana yol gösteriyorum sözümdeki şifreleri sakın kaçırma" dedi. Kaçırır mıyım? Çaktım tiyoyu. Başbakanımı sevmezdim, sevmeye başladım. Öğretmenler 15 saat çalışıyor diyordu. Oysa ben yedi yıldır 30 saat çalışıyordum. Terslik burdaysa Şifre de burdaydı. Ve buldum.
Şifre:
15 saat maaş karşılığı çalışsam alacağım 1750 tl. Bu da eder 2,5 gün. 3,5 gün tatil demek. Öğretmenlikten sıkıldıysan al sana 3,5 gün tatil ve 1750 tl maaş. Ne yapacaksın kütüphanede haftanın 5 günü 9-5 mesai ve 1800 küsür tl'yi.
Eve geldim hanım yarına giyeceklerimi hazırlıyor. Ne yapıyorsun dedim. Hazırlık dedi. Boşuna hazırlama ben vazgeçtim dedim.
Ama sen kitapları çok seven gece gündüz okuyan ve huzur arayan bir adamsın ve bu göreve de hevesliydin ne oldu? dedi. Valla dedim amaç kütüphanede çalışmaksa sürekli kitaplar okuyup sessiz olun demekse şu geniş arka balkonu boydan boya kapatıp içine raflar yapıp kolilerdeki kitaplarımı da oraya dizip kendime muazzam bir kütüphane yapar arada içeri gelen çocuğuma sessiz ol bakim der ve haftanın 3,5 günü kütüphanemin memurluğunu yaparım olur biter. Bileti yırtıp attım.
Bu yazıyı kütüphanemden yazıyorum...
Kurumlar arası geçiş için kütüphane memurluğunu düşünüyordum. İyice araştırdım. Kitaplarla iç içe ve unutulmuş bir kurum. Sessiz, huzurlu bir ortam. Maaşı 1800 küsür... Karışanın yok. Her şeyi ideal. Birkaç ay düşündüm ve sonra dilekçemi hazırladım. Dilekçeyi vermeden önce bütün gerekli yerlerle görüştüm. Kısaca işi ayarladım. İş dilekçe vermeye kaldı.Baktım gerçekten geçiş yapabileceğim. Sabah için Ankara'ya bileti aldım dilekçemi elden verip işi hızlandıracaktım. Fakat bir hayli istekli olduğum bu konuda iş ciddileşince kulağıma gaipten "hayır!hayır!" diye sesler gelmeye başladı. Bulunduğum her ortama yabancı sürekli kafamda kütüphane memurluğu dönüp duruyor. "Acaba yanlış mı yapıyorum?" diye soruyorum kendime.
Her neyse pastaneye oturduk hanımla. Hanım tatil planı yapıyor. Şuraya mı gitsek buraya mı gitsek. Yarın mı gitsek bir hafta sonra mı gitsek. Tatilin yarısını şurada yarısını burada mı geçirsek. Bu ilk dank oldu.Bize fazla tatil yapıyorlar diyorlar ya... Vallahi iki aylık tatilin elden gitmesi ihtimali bile kaybımın değerini bana bildirdi. Tatil harikaymış gerçekten.
1- Hanım tatil yapacak ben 20 gün yıllık izin kullanacağım. Sonra iş başı. Olmaz öyle şey. Sen tut 60 gün yaz tatili 15 de devre arası 75 günlük tatilden vazgeç.
2- Düşündüm, ben 7 yıldır sabahçı çalışıyorum ve 12.30'da işim bitiyor. Kütüphane memuru 09.00-17.00 mesai... Zor mesele...
Yürümeye başladık.
Maaşı bana yeter diyordum. Üzerinde fazla düşünmemiştim. 1800 küsür... Neden kötü... Oyuncakçının yanından geçerken çocuk bağırdı "akülü araba,akülü araba" etiket üzerinde fiyat 267 tl... Hemen kıyaslama:
3-öğretmenlikte ayda 1750+ genelde ortalama 400 ekders+ istersem egzersiz 250+ istersem hafta sonu sbs kursu ortalama 300+ belki sınav gözetmenliğ 50= 2750
Gençlikte iyi para kazanıp bir şeylere sahip olmak gerek...
4- Sonra kütüphane memurluğu emekliliğe kadar aynı tek tip iş. Oysa öğretmenlik sürekli farklı insanlar, öğrenciler, istersen bambaşka okullar vs. Hareket alanı geniş bir meslek diye düşündüm.
5- Kütüphanede müdürünle uyumun yoksa vay haline o iş çekilmez. Oysa öğretmenlikte durum farklı. Sınıfıma girer işimi yaparım. İstenilen de bu... Müdür falan nafile o zaman.
6- Aslında bütün şikayetlerimize rağmen şunu farkettim ki öğretmen toplum içerisinde sosyalliğiyle ön planda. Yürürken her geçenle selamlaşıyorum. Bunlardan çoğu memur ama bir şekilde tanışıyoruz. Bu öğretmenliğin getirisi... Oysa kütüphane memurluğunda statü sanki daha düşük. Düz memur... İnsana biraz sıkıcı geliyor bu düz memurluk...
7- En önemlisi ...
Başbakan bana seslendi. "Ey öğretmenim" dedi. "Bir başbakan olarak sana yol gösteriyorum sözümdeki şifreleri sakın kaçırma" dedi. Kaçırır mıyım? Çaktım tiyoyu. Başbakanımı sevmezdim, sevmeye başladım. Öğretmenler 15 saat çalışıyor diyordu. Oysa ben yedi yıldır 30 saat çalışıyordum. Terslik burdaysa Şifre de burdaydı. Ve buldum.
Şifre:
15 saat maaş karşılığı çalışsam alacağım 1750 tl. Bu da eder 2,5 gün. 3,5 gün tatil demek. Öğretmenlikten sıkıldıysan al sana 3,5 gün tatil ve 1750 tl maaş. Ne yapacaksın kütüphanede haftanın 5 günü 9-5 mesai ve 1800 küsür tl'yi.
Eve geldim hanım yarına giyeceklerimi hazırlıyor. Ne yapıyorsun dedim. Hazırlık dedi. Boşuna hazırlama ben vazgeçtim dedim.
Ama sen kitapları çok seven gece gündüz okuyan ve huzur arayan bir adamsın ve bu göreve de hevesliydin ne oldu? dedi. Valla dedim amaç kütüphanede çalışmaksa sürekli kitaplar okuyup sessiz olun demekse şu geniş arka balkonu boydan boya kapatıp içine raflar yapıp kolilerdeki kitaplarımı da oraya dizip kendime muazzam bir kütüphane yapar arada içeri gelen çocuğuma sessiz ol bakim der ve haftanın 3,5 günü kütüphanemin memurluğunu yaparım olur biter. Bileti yırtıp attım.
Bu yazıyı kütüphanemden yazıyorum...