Samimiyetsizlik...
Sarf malzemelerin vaktinde sarf edildiğini, neyi sarf neyin sarf edilemez olduğunun tam kestirilemediği bir sistemde neyi tartışmalıyız bilmiyorum...
Bu dünyada herşey dijitalleşmişken, kitap zimmeti konuşuyorsak işimiz var...
Netice itibarı ile kitaptır... Yırtılır, ıslanır, küflenir, atölyede, arazide, tatbikatta kaybolur, hasar görür vs... İş kitabın hesabına geldikten sonra neyi konuşabiliriz bilmiyorum...
Yani olayı uzman erbaşa kısıtlamak istemedim... Genele ve sorunun kökenine gelmek lazım...
Adam gibi herşeyin ekonomik ömrünü belirlemek lazım... Sanayi Ticaret bakanlığının 2 yıl garanti ömrü biçtiği malzemelere 40 yıl miad mı verilir?
TSK da verilir...
Sonra da döküntünün zimmeti ile uğraşılır... Fellik fellik pusula arayanını gördüm... Hiç kullanadığı GPS in pili yüzünden başı belaya girenini de...
Bu konularda devlet malı koruyucu olmak iyide dozunun da fazla olduğunu düşünüyorum...
Soğuk iklim parka sayıyla mı verilir ya... Donun gömleğin hesabını geçtik...
Döşeme demirbaş geçen silah gördüm, sarf edilebilir tank gördüm... Tabi bu tür hatalar olabilir düzelilebilir...
Velakin, asker dersek, her zaman olmasa dahi yeri geldi mi canını vermek üzere hazır tutulan personelin üstüne bu kadar yük verilmez...
Bilgisayar zimmeti... Adam kendi isteğiyle aynısını almaya kalksa piyasadan kalkalı yıllar olmuş fabrikası kapanmış... O bilgisayar için üzülen personel gördüm...
Her neyse... Ordu malına kıymet vermek sahip çıkmak güzel de, kantarın topuzunu kaçırmamak lazım... 21 yaşında babası araba vermez adama, verip aracı istediğin kadar zimmetle... Ne olacak... Araç ne hale gelir siz tasavvur edin...
Silahları verirken, örnekleri yaşanır, kazayla kendini yada bir arkadaşını vurmasın diye salavatla silah verin ve bakımına güvenin...
Eninde sonunda o silah da bozulacaktır, o araç da elden kısa sürede çıkacaktır... Siz de hala mataranın, kitabın, hücum yeleğinin sayısını düşünün olacak iş mi?
Çözüm mü? Tartışmaya açık... Hekimlerde, meslek sigortası diye bir kavram var...
Sizin de işinizin riskinin yansımalarından biri ise bunları bir sigorta sistemine bağlamak gerekir... En azından mehmetçiğe verilen 20-30 tl harçlığa bir sigorta kesintisi benzeri rütbelide olabilir... bu fonla da kullanıcı kastı olmayan kullanıcı hatalarını güvence altına alın...
Tabi bunu devlet karşılar, personel karşılar ama kollektif bir çözüm yerine bireysel çözüm olursa o personele yük ve eziyet olmaktan ileri gitmez...
Saygılarımla.
Samimiyetsizlik...
Sarf malzemelerin vaktinde sarf edildiğini, neyi sarf neyin sarf edilemez olduğunun tam kestirilemediği bir sistemde neyi tartışmalıyız bilmiyorum...
Bu dünyada herşey dijitalleşmişken, kitap zimmeti konuşuyorsak işimiz var...
Netice itibarı ile kitaptır... Yırtılır, ıslanır, küflenir, atölyede, arazide, tatbikatta kaybolur, hasar görür vs... İş kitabın hesabına geldikten sonra neyi konuşabiliriz bilmiyorum...
Yani olayı uzman erbaşa kısıtlamak istemedim... Genele ve sorunun kökenine gelmek lazım...
Adam gibi herşeyin ekonomik ömrünü belirlemek lazım... Sanayi Ticaret bakanlığının 2 yıl garanti ömrü biçtiği malzemelere 40 yıl miad mı verilir?
TSK da verilir...
Sonra da döküntünün zimmeti ile uğraşılır... Fellik fellik pusula arayanını gördüm... Hiç kullanadığı GPS in pili yüzünden başı belaya girenini de...
Bu konularda devlet malı koruyucu olmak iyide dozunun da fazla olduğunu düşünüyorum...
Soğuk iklim parka sayıyla mı verilir ya... Donun gömleğin hesabını geçtik...
Döşeme demirbaş geçen silah gördüm, sarf edilebilir tank gördüm... Tabi bu tür hatalar olabilir düzelilebilir...
Velakin, asker dersek, her zaman olmasa dahi yeri geldi mi canını vermek üzere hazır tutulan personelin üstüne bu kadar yük verilmez...
Bilgisayar zimmeti... Adam kendi isteğiyle aynısını almaya kalksa piyasadan kalkalı yıllar olmuş fabrikası kapanmış... O bilgisayar için üzülen personel gördüm...
Her neyse... Ordu malına kıymet vermek sahip çıkmak güzel de, kantarın topuzunu kaçırmamak lazım... 21 yaşında babası araba vermez adama, verip aracı istediğin kadar zimmetle... Ne olacak... Araç ne hale gelir siz tasavvur edin...
Silahları verirken, örnekleri yaşanır, kazayla kendini yada bir arkadaşını vurmasın diye salavatla silah verin ve bakımına güvenin...
Eninde sonunda o silah da bozulacaktır, o araç da elden kısa sürede çıkacaktır... Siz de hala mataranın, kitabın, hücum yeleğinin sayısını düşünün olacak iş mi?
Çözüm mü? Tartışmaya açık... Hekimlerde, meslek sigortası diye bir kavram var...
Sizin de işinizin riskinin yansımalarından biri ise bunları bir sigorta sistemine bağlamak gerekir... En azından mehmetçiğe verilen 20-30 tl harçlığa bir sigorta kesintisi benzeri rütbelide olabilir... bu fonla da kullanıcı kastı olmayan kullanıcı hatalarını güvence altına alın...
Tabi bunu devlet karşılar, personel karşılar ama kollektif bir çözüm yerine bireysel çözüm olursa o personele yük ve eziyet olmaktan ileri gitmez...
Saygılarımla.