Memurun sitesi, memurun eleştirisine tahammül edemiyor ve açtığı konuları kapatıyor. Sansür dedikleri bu olsa gerek. Cevap vermeye bile tenezzül etmemişler.
Memurlar.net özlük hakkını arayan insanları neden hedef gösteriyorsunuz?
https://forum.memurlar.net/konu/2414616/
O konuda mağdur olan alsın diğerleri almasın diyen ve burada etik, ahlak dersi vermeye kalkanlara cevabım;
Ben şuan maaş alıyorum, maddi olarak zorlanmamıza rağmen eşim mecburen haziran ayına kadar aylıksız izin aldı ve planımızı, bütçenizi ona göre yaptık. Milli eğitim bakanı yazın telafi eğitimleri olabilir dedi yani planlamadığımız sürede yine aylıksız izin almak zorunda kalabiliriz. Salgının da eylül ayına kadar düzeldiğini varsayarsak sonraki süreçte de etkilerinin devam etme ihtimaline karşı eşim yine planlamadığımız şekilde ücretsiz izin almak zorunda kalabilir. Bunun dışında gitmediğimiz halde okul paralarını ödemeye devam ediyoruz, masraflar 2 katına çıktı, bankalar borçlarımızın faizini çatır çatır almaya devam ediyor. Sizce biz mağdur muyuz ya da mağdur olur muyuz?
Gelelim fırsatçıklık konusuna. Şu an özel sektör dahil bir çok insan belki siz de evde çalışıp maaş almıyor musunuz? Bu konuda etik ve ahlak dersi vermeye kalkıyorsanız önce işe gitmediğiniz günlerin maaşını iade edin ve yıllık izinizden düşürtün o zaman görürüz samimiyetinizi. Hatta bence doğru olan şu olmalı; madem böyle bir durum var sıkıntı yaşayacaksa herkes eşit düzeyde yaşamalı, bütün çalışanların maaşı yarı yarıya kesilsin ve hiç maaş anlamayanlara verilsin yaşayacaksa herkes eşit yaşasın sıkıntıyı. Öyle tuzu kuru olup klavye başında yazmak gibi kolay oluyor mu anlaşılır o zaman.
Maalesef son olarak ilk öncelik olması gereken hukuk kısmına gelirsek; öncelikle bebekle birlikte eşim fiziksel olarak okula gidemeyeceği için Aylıksız izin almak zorunda kaldık. Şimdi fiziksel olarak okula gitmesi gerekmediğinden diğer bütün memurlar gibi evden yapılması gerekenleri yapabilir. Yani aylıksız izin alırkenki mazeretimiz ortadan kalktı.(Şuan aklıma geldi, uzaktan eğitim, evden eğitim gibi bir olay olsaydı eğitim sistemimizde aylıksız izin almamız gerekmeyecekti belkide) Kanun ve yönergeler (bazı yazılarda izin yönergesine atıf yapmış milli eğitim müdürlükleri ama nasıl okumuşlar o yönergenin ilgili 15. maddesini bilmiyorum) açık ve hiçbir yerinde idareye personelin doğum iznine ayrılması ya da izinden geri dönmesi ile ilgili bir tasarruf hakkı vermiyor. Hatta bazı maddelerde olan -verilebilir gibi ifadeler -verilir şeklinde net. Ayrıca 2015 yılında DPB'nın yayınladığı bir yazısı gerekçe gösterilmiş. Bu yazı da bence istediği tarihte başlatmama yetkisi vermemekle birlikte, verdiğini varsayalım o zaman kanunun veya yönergenin bir anlamı olmaz. Bu konuyu kim hangi iş güzar kendine görev bilip bu duruma getirdiyse allah onu bildiği gibi yapsın. İnsanları birbirine düşürüp, özellikle öğretmenlere karşı kin ve düşmanlığa sebep oldu. Zaten yeterince değer görmeyen öğretmenlere bir tekme de o attı. Ayrıca kararlar bu şekilde çıkmaya devam ederse, bir müddet sonra maalesef devletten mahkeme masrafları ve faizi ile birlikte daha fazla para çıkacak. Ne için amaç ne bakın ben devleti herkesten çok seviyorum, koruyorum demek mi? Bu olay bu şekilde bu noktaya getirilmemeliydi. Biz de devletimizi seviyoruz ve koruyoruz. Ama kendi hakkımızı da hukuki, ekonomik ve sosyal olarak korumak zorundayız.
Konuyu açan arkadaş bu konuyu da kapatırlarsa kusura bakma...
-----------------
Edtör: Konu site yönetimine ve haber servisine iletilmiştir. Lakin başlık amacı dışında yazışmalar nedeniyle yazmaya kapatılmıştır. Bu başlıktan devam edebilirsiniz.
Memurun sitesi, memurun eleştirisine tahammül edemiyor ve açtığı konuları kapatıyor. Sansür dedikleri bu olsa gerek. Cevap vermeye bile tenezzül etmemişler.
Memurlar.net özlük hakkını arayan insanları neden hedef gösteriyorsunuz?
https://forum.memurlar.net/konu/2414616/
O konuda mağdur olan alsın diğerleri almasın diyen ve burada etik, ahlak dersi vermeye kalkanlara cevabım;
Ben şuan maaş alıyorum, maddi olarak zorlanmamıza rağmen eşim mecburen haziran ayına kadar aylıksız izin aldı ve planımızı, bütçenizi ona göre yaptık. Milli eğitim bakanı yazın telafi eğitimleri olabilir dedi yani planlamadığımız sürede yine aylıksız izin almak zorunda kalabiliriz. Salgının da eylül ayına kadar düzeldiğini varsayarsak sonraki süreçte de etkilerinin devam etme ihtimaline karşı eşim yine planlamadığımız şekilde ücretsiz izin almak zorunda kalabilir. Bunun dışında gitmediğimiz halde okul paralarını ödemeye devam ediyoruz, masraflar 2 katına çıktı, bankalar borçlarımızın faizini çatır çatır almaya devam ediyor. Sizce biz mağdur muyuz ya da mağdur olur muyuz?
Gelelim fırsatçıklık konusuna. Şu an özel sektör dahil bir çok insan belki siz de evde çalışıp maaş almıyor musunuz? Bu konuda etik ve ahlak dersi vermeye kalkıyorsanız önce işe gitmediğiniz günlerin maaşını iade edin ve yıllık izinizden düşürtün o zaman görürüz samimiyetinizi. Hatta bence doğru olan şu olmalı; madem böyle bir durum var sıkıntı yaşayacaksa herkes eşit düzeyde yaşamalı, bütün çalışanların maaşı yarı yarıya kesilsin ve hiç maaş anlamayanlara verilsin yaşayacaksa herkes eşit yaşasın sıkıntıyı. Öyle tuzu kuru olup klavye başında yazmak gibi kolay oluyor mu anlaşılır o zaman.
Maalesef son olarak ilk öncelik olması gereken hukuk kısmına gelirsek; öncelikle bebekle birlikte eşim fiziksel olarak okula gidemeyeceği için Aylıksız izin almak zorunda kaldık. Şimdi fiziksel olarak okula gitmesi gerekmediğinden diğer bütün memurlar gibi evden yapılması gerekenleri yapabilir. Yani aylıksız izin alırkenki mazeretimiz ortadan kalktı.(Şuan aklıma geldi, uzaktan eğitim, evden eğitim gibi bir olay olsaydı eğitim sistemimizde aylıksız izin almamız gerekmeyecekti belkide) Kanun ve yönergeler (bazı yazılarda izin yönergesine atıf yapmış milli eğitim müdürlükleri ama nasıl okumuşlar o yönergenin ilgili 15. maddesini bilmiyorum) açık ve hiçbir yerinde idareye personelin doğum iznine ayrılması ya da izinden geri dönmesi ile ilgili bir tasarruf hakkı vermiyor. Hatta bazı maddelerde olan -verilebilir gibi ifadeler -verilir şeklinde net. Ayrıca 2015 yılında DPB'nın yayınladığı bir yazısı gerekçe gösterilmiş. Bu yazı da bence istediği tarihte başlatmama yetkisi vermemekle birlikte, verdiğini varsayalım o zaman kanunun veya yönergenin bir anlamı olmaz. Bu konuyu kim hangi iş güzar kendine görev bilip bu duruma getirdiyse allah onu bildiği gibi yapsın. İnsanları birbirine düşürüp, özellikle öğretmenlere karşı kin ve düşmanlığa sebep oldu. Zaten yeterince değer görmeyen öğretmenlere bir tekme de o attı. Ayrıca kararlar bu şekilde çıkmaya devam ederse, bir müddet sonra maalesef devletten mahkeme masrafları ve faizi ile birlikte daha fazla para çıkacak. Ne için amaç ne bakın ben devleti herkesten çok seviyorum, koruyorum demek mi? Bu olay bu şekilde bu noktaya getirilmemeliydi. Biz de devletimizi seviyoruz ve koruyoruz. Ama kendi hakkımızı da hukuki, ekonomik ve sosyal olarak korumak zorundayız.
Konuyu açan arkadaş bu konuyu da kapatırlarsa kusura bakma...
-----------------
Edtör: Konu site yönetimine ve haber servisine iletilmiştir. Lakin başlık amacı dışında yazışmalar nedeniyle yazmaya kapatılmıştır. Bu başlıktan devam edebilirsiniz.