Editörler : Lanet

Fer.Fecir
Kapalı
20 Ekim 2013 04:24

Evet siyasetten uzak durmak lazım kesinlikle...

Siyasetten uzak duran bizlere bir İtalyan Halk şarkısı...

AdI üstünde "halk şarkısı"

http://www.youtube.com/watch?v=WzIcmWlGrfc

20 Ekim 2013 19:28

Dünyaya sadece doğa şekil verir.Üstündeliler ise yalnızca daha adil olduğunu düşünür.Halbuki dünya bir süreçtir.Uğrayabilecekleri tüm duraklara uğrar.Varış yoktur.Çünkü ''felsefe yolda olmaktır''.

Fer.Fecir, 10 yıl önce

Evet siyasetten uzak durmak lazım kesinlikle...

Siyasetten uzak duran bizlere bir İtalyan Halk şarkısı...

AdI üstünde "halk şarkısı"

http://www.youtube.com/watch?v=WzIcmWlGrfc

20 Ekim 2013 20:02

Beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin...

http://www.youtube.com/watch?v=LuUrxvX4xC8

20 Ekim 2013 20:42

Bülent Ersoy'un Ajda Pekkan'a dediği misal;

''Kime bu nağmeler?Havan kime?''

Hahahaha :))

20 Ekim 2013 21:01

Anlam tekillikte mi çoğullukta mı?Belki de hepsi yanılsama.

Diğerlerinde anlam kazanıyor olmak ne tuhaf.Hem onları anlamlandırmak hem de onlar tarafından anlamlandırılmak.Bir şey yapıp ardından çocuk gibi;''Baaaaak, ben yaptım olmuş mu demek''.

Diğerleri evi basan karıncalar gibi,hiç bitmiyor.Kış gelse de ölseler diye gözlerinin içine mi bakıyorum ne :)

20 Ekim 2013 21:58

Acı çekenlerle acı çektirenler aynıdır.Schopenhauer

20 Ekim 2013 22:13

  • Bana öğrettiğin kelimeleri kullanıyorum. Artık hiç bir anlama gelmiyorlarsa, bana başkalarını öğret. Ya da bırak susayım.
  • Bir gün yetmiyor mu bu size, bir gün dilsiz oldu, bir gün ben kör oldum, bir gün sağır olacağız, bir gün doğduk, bir gün öleceğiz, aynı gün, aynı an, yetmiyor mu bu size?
  • Bir kişiye gerektiğinden fazla değer verirsen, ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin.
  • Eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir; herşey söylenmemiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile.
  • Güneş, başka seçeneği olmadığı için, bilidiğimiz eski şeylerin üzerinde pırıldıyordu.
  • Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.
  • Hepimiz deli doğuyoruz. Bazıları böyle kalıyor.
  • Körlerin zaman kavramı yoktur. Zamanla ilgili şeyler de gizlenir onlardan.
  • Yarın uyandığımda, ya da uyandığımı sandığımda bugün hakkında ne diyeceğim?
  • Yaşamış olmak onlara yetmiyor!

Beckett

20 Ekim 2013 23:21

Yaşadığı yerde deniz olacak insanın;olacak ki dünyanın bilmem yüzde kaçı suyla kaplıdır tümcesi havada kalmasın.

Buğu demişiz dimi adına ama buğunun b'sini göremiyorum bu bozkırda.

Sabah ayazında sisle karışık yüzüme çarpan çiğ damlacıkları hariç...

21 Ekim 2013 13:49

Kimileri adına ''sol'' denen,nesnellikten ve pozitivizmden dem vuran ama bir türlü nesnel ''sol''u oluşturamayan jargonun dünyanın en akıllı(!) insanlarının dili olduğunu sanıyor.Bırakalım dünyayı kurtarsınlar efenim!!!

21 Ekim 2013 23:20

Tırtıllar asla asla asla asla(sayısı daha fazla olabilir) kahverengi bot giymez!

25 Ekim 2013 01:12

Ey buğu!Nelere kadirsin sen.Kaçan kovalanıyor.Ama koşmaya mecalim yok.Geçip gitsinler yanımdan.Hayatın ''orta yol''lu hallerini pek sever oldum.İtişip kakışmadan.İnsanın varsa ailesi gibi var mı?Sanırım yok.Sevgili de bile anneyi babayı arıyoruz.Kalanından zaten bir şey beklediğim yok.

Sisifos bile ölmeyi düşünmediyse demekki hayat var umut var...


leyal'lal
Müsteşar Yardımcısı
28 Ekim 2013 19:35

Bazen oluyor ki uzun uzun düşündüğümde -bazen bende düşünebiliyorum- düşündüğümden daha uzun bir suskunluk çöküyor üzerime. Düşündüğüm şeylerin mealini açıklamanın zorluğundan osa gerek yapılan bu eylem... ve bu kadar muamma dolu bir dünyanın açıklanması da şahsıma düşmez elbet. Sonuç olarak kitaplar yazılsa üzerine ki yazılmıştır da yine başa dönülecektir en nihayetinde.

Söyleyeceğim her cümle başka bir dünyaya itecek sizi. Anlatmayı istiyorum da beni anlayacak mısınız sanki? Anlamış gibi yaparsınız ancak biliyorum. Attığım çığlıkların görülmemesi; hep bir koşturmaca hep bir telaş ve içine düştüğüm hengameden çıkmaya çalısırkenki çizdiğim" güçlüyüm" imajı yüzünden. Haliyle anlatmak istediklerimde yarım kalacak bu yüzden. Yine de anlamış gibiliğinize anlamışlık hediye ederim ama ben en içten en derinden.

Her an eksilen yaşama yeni bir nisbetlik eklemek gibi değişik seslenişler bulmalı insan. Kimseye söylemeden yaşadığınız savaşlara yeni akitler. Yüreğinizdeki kamburun kısır döngüsüne yeni bir anlam katmak.

Hani sormuşlar ya şaire,

-Nerede yaşıyorsunuz?

- Cehennemde.

-Hangi cehennem?

kalbini gösterir ;

- İste burda..

Yani işin özü; "yalnızlık" azizim. Konu nereden nereye geldi. Söylemek istediklerim bunlar degildi de oldu artık. En güzeli en basitini yapmak aslında. Kalkıp bir kaleme hohlayıp "iyiyim" yazmak yorulana kadar. "çok iyiyim" yazmak isterdim de değilim. Neylersin.

29 Ekim 2013 01:05

Yalnızlık bu ara çok iyi geldi bana.Yapayalnız değilim.Ama tercih ettiğim insanları da çıkarmış durumdayım hayatımdan.Ne kadar sürer bilemem.


Fer.Fecir
Kapalı
02 Kasım 2013 03:27

Kimbilir belki de felsefe "yolda ölmektir"

Ve "nesnellik dediğimiz şey"de küçük burjuvazinin halet-i ruhuyesidir...

Hani "Her düğünde damat,her cenazede ölü olmayı istemek gibi...

03 Kasım 2013 01:10

''Felsefe yolda ölmektir'' olsa da güzel bir ölüm olacağı şüphesiz.Birileri dava(nız) uğruna toprak altında kemik çürütürken siz/(ler) burada ahkam kesmeye utanmıyor musunuz?Şarkılarla türkülerle olmuyor bu işler efendi?Sor bakalım şimdi kendine kim burjuva kim proleter?

Kaçınız cezaevi gördü kaçınız özgürlükle esaret arasındaki o sınırı keşfetti?Boş keza bu laflar.Suç felsefede değil suç hayatı bir kaç adamın(filozofun) çözdüğüne inanmakta...

Fer.Fecir, 10 yıl önce

Kimbilir belki de felsefe "yolda ölmektir"

Ve "nesnellik dediğimiz şey"de küçük burjuvazinin halet-i ruhuyesidir...

Hani "Her düğünde damat,her cenazede ölü olmayı istemek gibi...


Fer.Fecir
Kapalı
03 Kasım 2013 01:34

:)

Cezaevinden yeni çıktın galiba üstadım...

Zira ölseydin şu an yazamıyor olurdun değil mi?

Ahkam kesmek,nasıl bir şey ki?

"Adına sol denen" diye başlayan iletini bir daha oku istersen...

Ahkamın tanımı orada...

Total Gerçeklik, 10 yıl önce

''Felsefe yolda ölmektir'' olsa da güzel bir ölüm olacağı şüphesiz.Birileri dava(nız) uğruna toprak altında kemik çürütürken siz/(ler) burada ahkam kesmeye utanmıyor musunuz?Şarkılarla türkülerle olmuyor bu işler efendi?Sor bakalım şimdi kendine kim burjuva kim proleter?

Kaçınız cezaevi gördü kaçınız özgürlükle esaret arasındaki o sınırı keşfetti?Boş keza bu laflar.Suç felsefede değil suç hayatı bir kaç adamın(filozofun) çözdüğüne inanmakta...

03 Kasım 2013 02:09

''Direnin işçiler, kızılbayrak...'' diye giden bir parçayı bu başlık altında yayınlayan sizsiniz.

Bence siz anlatın, ben fikirlerimi beyan etmişim zaten.Kurtarın dünyayı diyorum daha ne diyeyim.

Cezaevinden çıkmadım ama sınırları gördüm diyelim.

Boş konuşmayın,hayatınızı ortaya koyun madem demişim.Şarkıyla türküyle ortaya ''bilinç'' yüklemeye çalışan sizsiniz.

Boş laf,gevezelik diyorum.

İcraat görelim tatlı su ''sol''cuları...


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
03 Kasım 2013 02:19

Bir editör olarak değil, bir izleyici olarak, iğnelemeden irdelemenin yapıldığı, güzel, keyifli bir tartışma okumayı temenni ediyorum...


Fer.Fecir
Kapalı
03 Kasım 2013 02:37

Sınırları gömekle, nesnellik ve sol üzerine çalakalem "ahkam kesmek" hakkına sahip olunabiliyor demek ki?

Birde sınırı geçip 3-5 ay yatanlara,yazılacak yorumlar hakkında fetva verme yetisini de hak görmek lazım sanırım...

Burada "boş konuşmadığını" isptlamak için ne yapması lazım,solun nesnel bir olgu olduğuna inanan insanların?

Ben yattım hatta işkence de gördüm biliyor musun demesi mi?

Kendinize her şeyi söylemeye hak görüp,bir çok insanın inandığı değerleri pespayeleştirmek normal,öyle değil diyene hakaret normal...Öyle mi?

Neyse,başlık ve içeriği öznellik çağrıştırıyor...Burada nesnelliği tartışmak abesle iştigal...Adı üstünde buğu..

Toplam 82 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi