Editörler : crops35
«113114115116117118119120121122123124»

manzara
Şef
10 Nisan 2010 00:18

Şu an görev bölgemde 2/B çalışması var.

Komisyon belirli bir alanı 2/B olarak orman dışına çıkarmaya hazırlanırken, daha önce yani 11 yıl önce yapılan genel kadastroda nizalı yere tapu verildiğini farkediyor. Yani nizalı yer özel şahıs adına tapuda kayıtlı.

Bunun üzerine komisyon Milli Emlak'a bu yerin 2/B alanı dışına çıkarma işleminin ancak dava açarak yani tapu iptali davası açarak mümkün olacağını, kendi tasarrufunda olmadığını belirtmiş. Milli Emlak tarafımıza tapu iptali davası açılması için yazı gönderdi.

Demek ki bu alanda genel kadastrodan sonra orman kadastrosu yapılmış. orman idaresi nizalı yerin tapulu olduğunun farkına varmamış. ve dava açmamış.

Şu an evveliyatı esasen orman olan bu yerin özel yahıs adına çıkarılan tapusunun iptali ve 2/B vasfı ile hazine adına tapuya tescili talepli dava açmaya hazırlanıyoruz.

Ancak 11 yıl önce verilen tapunun iptali sizce artık mümkün mü? yani 10 yıllık dava zamanaşımı geçmiş bulunmuyormu? Nitekim artık 10 yıllık zamanaşımı Hazine içinde geçerli... burada 10 yıllık dava zamanaşımı genel kadastrodan mı, yoksa orman kadastrosundan mı sonra başlamalı ? ilginize şimdiden teşekkürler


orontes-tigris
Aday Memur
10 Nisan 2010 10:19

karikatür konusunda benimde aklıma bir fikir geldi ve paylaşmak istiyorum. resim veya çizgi konusunda becerikli olsam bizzat çizip gönderecektim ama maalesef.

karikatürümüz şöyle:yer uzun bir adliye koridoru.ortada bir hazine avukatı.ayrı ayrı kapıların önünde mübaşirler sesleniyor, Davacı DSİ vekili,Davalı Karayolları Vekili, Katılan Gümrük idaresi vekili, Kayyım vekili,Borçlu Milli Eğitim Vekili, Alacaklı Sağlık Bakanlığı Vekili, Asli Müdahil Hazine Vekili vs.vs.ortadaki Hazine Vekiklimizde hani bilirsiniz karikatürlerde birçok kafa çizlir bir o yana bakıyor bir bu yana.

Eğer güzel bir şekilde çizgiye geçirilirse komik bir karikatür olacağını düşünüyorum. umarım çizgisi güzel olan biri çizer.telif vs de istemem.


halit pamuk
Kapalı
10 Nisan 2010 11:18

Sayın Manzara,

5841 sayılı yasa 14.03.2009 tarihinde yapılan değişiklikle 10 yıllık sürenin devlet ve diğer kamu tüzel kişilerine karşı da geçerli olacaktır. Ancak, 20 HD'sinin bir yer Ormansa gerisi teferruattır şeklinde de düşünebileceğimiz çok haklı gürüşünün bu olayda da devam etmektedir.

Yani Bir yer orman ya da 2/b Kapsamında bir yer ise,arazi (genel) kadastro sonucu yapılan tespite 10 yıllık süreye bağlı olmadan dava açılabilecektir, diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/2554

K. 2009/5275

T. 30.3.2009

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Gülsüm D. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı Maliye Hazinesi 24.7.2008 tarihli dava dilekçesi ile Banaz İlçesi Şaban Köyü Köycivarı mevkinde bulunan tapunun 1532 numarasında kayıtlı 2000 metrekare yüzölçümünde ve tarla niteliğindeki taşınmazın öncesi orman tahdidi içinde iken 6831 sayılı Yasa uyarınca ve orman kadastro komisyon kararı ile bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle 2/B uygulaması sonucu orman dışına çıkarıldığı, dava konusu taşınmazın, Hazine adına tescilinin yasal olarak zorunlu olduğu belirtilerek öncelikle 1532 sayılı parselin üçüncü şahıslara devrini önlemek için taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile taşınmaz tapusunun mahallinde yapılacak keşifte tespit edilecek 2/B uygulaması sonucu orman dışına çıkarılan miktarı kadar tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile yapılan keşif sonucu fen bilirkişisi Özkan Gencer'in düzenlemiş olduğu 06.10.2008 günlü bilirkişi raporundaki krokide ( B ) harfi ile gösterilen ve kırmızı ile boyalı 1000 metre karelik bölümün tapusunun iptali ile davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Gülsüm Demiral tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, tapu iptali ile tescile ilişkindir.

Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi 03.06.1970 tarihinde ilan edilip 1971 yılında kesinleşmiştir. Daha sonra Şaban Köyü mülki sınırları içinde kalan önceden tahdidi yapılmış ve sınırlaması kesinleşmiş ormanlarda 6831 sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasayla değişik 2/B madde uygulama çalışması yapılarak kesinleşmiştir.

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazın 1970 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken 2007 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1986 yılında yapılan arazi kadastro çalışmalarında tespit dayanağı 947 tahrir numaralı vergi kaydı ile kişiler adına tespit ve tapuya tescil edildiği, Anayasa'nın 169. maddesi gereğince orman nitelikli taşınmazlar zilyetlikle kazanılamayacağından, 766 sayılı Yasanın 46 ve 3402 sayılı Yasanın 22/2 maddeleri gereğince 2. kadastronun bütün hükümleriyle sonuçsuz olduğuna ve olayda 5841 Sayılı Yasa ile değişik3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığına göre,

SONUÇ : Davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 30.03.2009 günü oybirliği ile karar verildi.


Kragonel
Şube Müdürü
10 Nisan 2010 11:45

İyi hafta sonları diliyorum bütün arkadaşlara ;

Sayın manzaranın sorusuna söyleyebileceklerim şunlar ;

Komisyon neden 2/b çalışması yapmıyorda dava açmanızı istiyor bu tarafını anlayamadım.Komisyon kararı olmadan yasal dayanak ne olacak 2/b konusunda bunu açıklarsanız sevinirim.Komisyon 2/B çalışması yapmadan dava açmakta hukuki yararınız olmaz.Kadastro komisyonu 2-b çalışması yapar hazine lehine orman dışına çıkartır.Siz yada hak sahipleri dava açar.Direkt tapu iptali ve tescil davası açarsanız orası orman arazisi olarak tescil görür.Hazinenin ekonomik yararı olmaz.2/B ayrı tabi bilim ve fen bakımından 31.12.1981 öncesinde orman vasfını yitirmiş yerler hazine adına orman dışına çıkartılıyor ama özel mülkiyete yime konu teşkil etmiyor tabi.Budurmda ben komisyonun dava açmadan 2/b çalışması yapamam demesini algılayamadım.Elimizde kadastro tespit tutanakları olmadan ne için dava açıcaz açıkçası anlayamadım yada sorun tam yansıtılamadı.Sayın manzara.Biraz açarsanız iyi olur.

Şu soruları cevaplarsanız daha rahat düşüncelerimizi paylaşırız :

1-O bölgede kaç adet kadastro çalışması yapılmıştır.Kadastronun tipi nedir ormanmı genel arazi kadastrosumu ? bir yerde iki ayrı kadastro çalışması yapılamaz biliyorsunuz tahminim şöyle genel kadastro ardından eski tarihli 2/ B kadastrosu yapılmış olduğu yönünde eğer böyleyse çözüm ve ayrıntılar aşağıda ;

İLGİLİ MEVZUAT

6831 , 3402 ANAYASA 169 ve müteakip maddeleri ile 1989 tarihli Anayasa mahkemesinin iptal kararı .( esası ve karar numarası var ama hatırımda yok )

ZAMANAŞIMI KONUSU ;

Zamanaşımı bu davada olmaz çünkü anayasa mahkemesinin iptal kararı var orman arazileri zamanaşımı yoluyla edinilemez özel mülkiyete konu olamaz önceki tapu kayıtlarına değer verilemez.Tapu malikleri edindikleri kurum veya kişilere tazminat davası açabilirler sadece kesin kazanacağınız bir dava idari yoldan bir tebligat çıkartın olmazsa gereğini yaparsınız.2886 sayılı yasada zaten açık gereği dava sonucuna göre işlem tesis edilir.Davada öncelikle anayasa mahkemesinin 6831 sayılı yasanın 2 / B maddesinin iptaline ilişkin kararına atıfta bulunun hazine adına tescil edilmesi gerektiğini savunun.

2-Kadastro müdürlüğü buralarda tapu kayıtları var siz iptal davası açın diyorsa bunun olamayacağını düşünüyorum çünkü tapu kayıtları öncesi orman olan yerlerde değerini kaybeder kadastro çalışma yapabilir bir engel yok.

Ayrıntıları verirseniz yanıtlar değişebilir teşekürler..


manzara
Şef
11 Nisan 2010 14:58

Sayın KRAGONEL;

Öncelikle anayasa mahkemesinin 6831 sayılı yasanın 2 / B maddesinin iptaline ilişkin kararının içeriğini açıklarmısınız? Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini açıklamışsınız.

Bölgede 2/b çalışması yapan kadastro komisyonu, bu çalışmalar yapılırken nizalı yerin özel şahıs adına tapuda kayıtlı olduğunu, bu kabil yerlerin ise idari bir işlem ile orman olarak varsayılarak 2/b vasfı ile orman sınırlarının dışına çıkarılmasının mümkün olmayacağını bu sebeple gereğinin yapılması gerektiğini belirterek milli emlak?a yazı yazmış. parselin ismini belirtmiş. belgeler ve açıklamalar bu kadar.

Milli Emlak Servisi de bizden dava açmamızı talep etti.

Öncelikle tapu ve nüfus kayıtlarını temin ediyorum.

Kadastro müdürlüğünün yazısı biraz kapalı. zaten müdürlük ilçemizin müdürlüğü de değil. başka bir ilçenin müdürlüğü . çalışma bölgesi içerisindeyiz. bizim ilçenin kadastro müdürlüğüne de başka idari sınırlar verildi. orada çalışıyorlar

BENCE BÖLGEDE İLK ÖNCE GENEL ARAZİ KADASTROSU YAPILARAK VATANDAŞA TAPUSU VERİLMİŞ. BİR MÜDDET SONRA 6831 S.Y. GÖRE ORMAN KADASTROSU GEÇMİŞ. TAPULU YERİ ORMAN SINIRLARI İÇERİSİNE ALMIŞ. ASKI KESİNLEŞMİŞ. ŞİMDİ DE 2/B ÇALIŞMASI YAPILIRKEN BU DURUM FARKEDİLMİŞ.

Bu kabil durumlarda idarenin orman sınırlandırmasının veya 2/B uygulamasının tapuda infaz kabiliyeti yok diye düşünüyorum. İşte bu aşamada bir yargı kararı gerekiyor sanırım. Buna benzer bir problemi duymuştum.

KONU BÖLGEDE ORMAN SINIRLANDIRMASININ MI? YOKSA GENEL ARAZİ KADASTROSUNUN MU YAPILDIĞI?

ÖNCE ORMAN KADASTROSU YAPILMIŞSA BU DURUMDA TAPU SAHİBİNİN DAVA AÇMASI GEREKİR DEMİŞSİNİZ? ASLINDA BU GÖRÜŞÜNÜZ DOĞRU?

BU TÜR DAVAYI İLK KEZ AÇACAĞIM. TALEBİ YENİ ALDIM. ALAKANIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.


manzara
Şef
11 Nisan 2010 21:45

Aslında bütün mesele iki ana ihtimale bağlı

1- Orman kadastrosu , genel arazi kadastrosundan önce mi yapılmış

2- Yoksa sonra mı yapılmış.?


libra07
Daire Başkanı
12 Nisan 2010 10:33

biz bu şekilde 20-30 dava açtık. ama bizde durum şöyleydi: önce orman kadastrosu yapılmış , sonra genele arazi kadastrosu yapılmış ve orman kadastrosunda orman olan yerler bu kadastroda şahıs adına yazılmış. bu durumda süreye tabi olmadan biz de ikinci kadastronun geçersiz olduğunu belirterek, dava konusu yerlerin şahıs adına olan tapusunun iptali ile 2/b belirlemesi de yapılarak hazine adına tescilini talep ettik. sonuçlananlar hep lehimizeydi.

dediğiniz gibi önemli olan hangi kadastronun önce yapıldığı.


halit pamuk
Kapalı
12 Nisan 2010 12:46

Sayın Manzara,

Kanaatimce meselenin doğumu, 2010/1 sayılı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü genelgesine dayanıyor,olmalı...

bu genelgeye göre, "Orman haritalarının kadastro paftaları ile kenarlaştırılması sonucunda; kadastro veya tapulama sonucu gerçek veya tüzel kişiler (Hazine hariç) adına tapu kütüğüne tescili yapılmış taşınmazlardan, kısmen veya tamamen orman sınırı içinde yada 6831 sayılı Kanunun 2/A veya 2/B maddeleri uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan alanda kalmak suretiyle mükerrerlik teşkil edenler varsa, bunların mükerrerlik durumunu gösterir kadastro haritasının bir örneği ile bu taşınmazların ada ve parsel numaralarını, mükerrer olan kısımların yüzölçümünü ve maliklerinin kimlik bilgilerini gösterir şekilde düzenlenecek listesi, tescil talebinde bulunan orman idaresi ile mahalli maliye kuruluşuna bir yazı ekinde gönderilir. Bu yazıda, listede belirtilen taşınmazların ormanda/6831 sayılı Kanunun 2/A veya 2/B maddeleri uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan alanda kalan kısımlarına ait tapu kayıtlarının kamulaştırma suretiyle veya hükmen iptali sağlanmadıkça Hazine adına tescillerinin yapılmayacağı belirtilir."

demektedir. Buna göre mükerrerlik olmasın diye hazine adına tescillerinin yapılamayacağı bildirilmiş olmalı, Milli Emlak da bu nedenle tapu kaydının iptalini sizden istiyor olmalı.


avukat22
Memur
12 Nisan 2010 13:30

Düşünüyorum da, biz kamu avukatları galiba hakettiğimiz muameleyi görüyoruz. Kendi hakkımızı korumaktan aciziz! Onca meslek grubu özlük haklarını iyileştirdi ama bizde çıt yok! En iyisi kabullenelim, biz böyleyiz, n'apalım, kaderimize razı olalım! Bizi seven böyle sevsin!


Kragonel
Şube Müdürü
12 Nisan 2010 13:33

Sayın manzara öncelikle kadastronun ne zaman yapıldığına bakın ;

Aşağıda ilgili şeyleri bulabilirsiniz.

Devlet ormanları iskan yada başka bir yolla dağıtılamaz orman içerisinde oluşturulan tapu kaydının herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır.Y.20.HD.14.03.2005,E:2005/2065 , K :2005/27070

3402 sayılı kadastro kanunu ve Medeni Kanunumuzda zilyetlikle olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı müessesi bulunmaktadır.3402 sayılı yasanın 45. maddesi Anayasa mahkemesince iptal edilmiş bulunduğu için öncesi orman olup ta sonradan orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde zilyetlikle taşınmaz mal iktisap etmek hukuken mümkün değildir. ( Anayasa Mahkemesinin : 01.06.1988 tarih ve 31/3 E.K.

14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K.13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. )

işinize yarayabilir düşüncesindeyim.Dikkat edin bir yerde iki ayrı kadastro çalışması olamaz sadece 2 / b olabilir.Yoksa zaten genel kadastro yasa gereği orman kadastrosu yapıyor zaten.Durumu böyle değerlendirin.Birde 2 / b çalışması yapılmasını engelleyecek bir durum yok komisyon çalışabilir.İlgililer kadastro komisyonu sonucuna göre gerekirse tespite itiraz ederler.Elimizde delil olmadan dava açamayız.mUhtemelen milli emlaka kadastro askı ilan gelmiştir.Bir sorun mutlaka selamlar.


78 Avukat
Memur
14 Nisan 2010 10:13

Arkadaşlar hepinize merhabalar, iyi çalışmalar dilerim...

Benim sizden bir ricam olacak; Ayıplı malda ( ihaleyle sorumlu müteahhit ve müşavir firma Devlete okul yapıyor, kesin kabulden sonra 5 yıllık süre geçiyor. ancak teslim tarihinden (Kesin kabulden) 7 sene sonra, okulun spor sahası ve bahçesi çöküyor, bayağı ilkokul öğrencileri için tehlike oluşturacak çökmeler oluyor. biz tespit yaptırdık. ve hazine zararı belirlendi. tespit raporu doğrultusunda da ayıplı mal teslim eylediğinden bahisle hem sorumlu müteahhite hem de müşavir firmaya tazminat davası açtık. ancak müşavir firma özellikle zaman aşımı itirazını vurguluyor. borçlar kanununda ayıplı mallarda zaman aşımı 10 yıl olmasına rağmen, ihale şartnamesine teslimden sonra 5 yıl içinde ayıplı mal da dahil tüm sorumluluktan kurtulma düzenlemesi yer almış, Kanunun bu düzenlemesine rağmen bu 5 yıllık aleyhe olan durumu Kurum lehine nasıl yorumlayabiliriz. yardımlarınız için teşekkürler. (Not: duruşması 15.4.2010 da karar verilmesi muhtemel. biraz acele yardım ederseniz hora geçer.elinizde olan emsal Yargıtay veya yerel mahkeme ilamı varsa 0370 412 25 46 faksımıza veya [email protected] adresine gönderebilirsiniz. Av. Afiyet-Karabük) Şimdiden herkese teşekkürler, saygılar sunarım.


davut doğrucu
Aday Memur
14 Nisan 2010 11:05

Değerli Meslektaşım Afiyet Bey ; Aşağıda sunmuş olduğumuz karardan yararlanmak suretiyle sözleşmesel hükme dayalı zamanaşımı itirazının dinlenme kabiliyetinin olmadığı düşünülmektedir.Saygılar sunar başarılar dilerim.

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4525

K. 2005/4838

T. 22.9.2005

? ESER SÖZLEŞMESİNE DAYALI TAZMİNAT TALEBİ ( Yüklenicinin Kastı Veya Ağır Kusuru Varsa Ayıplı İmalat Nedeniyle Açılacak Davalar 10 Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu )

? YÜKLENİCİNİN KASTI VEYA AĞIR KUSURU ( Varsa Ayıplı İmalat Nedeniyle Açılacak Davalar 10 Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu - Eser Sözleşmesine Dayalı Tazminat Talebi )

? ZAMANAŞIMI ( Eser Sözleşmesine Dayalı Tazminat Talebi - Yüklenicinin Kastı Veya Ağır Kusuru Varsa Ayıplı İmalat Nedeniyle Açılacak Davalar 10 Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu )

? GİZLİ AYIP İDDİASI ( Yüklenicinin Kastı Veya Ağır Kusuru Varsa Ayıplı İmalat Nedeniyle Açılacak Davalar 10 Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu - Eser Sözleşmesine Dayalı Tazminat Talebi )

818/m. 125, 126,363

ÖZET : Dava, eser sözleşmesine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Davacı, inşaatın fen ve tekniğine uygun yapılmadığını, gizli ayıplı olduğunu iddia etmiştir. Yüklenicinin ağır kusuru veya kastı varsa ayıplı imalat nedeniyle yükleniciye karşı açılacak davalar on yıllık zamanaşımına tabidir. Yerel mahkemece aksi kanaatle beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, inşaatın fen ve tekniğine uygun yapılmamasından ( gizli ayıplı imalattan ) dolayı oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. T.T.K.'nun Mer'iyet ve Tatbik Şekli Hakkındaki 6763 Sayılı Kanun'un 41. maddesiyle BK'nun 126. maddesine eklenen 4 nolu bent hükmünce "müteahhidin kasdı veya ağır kusuru nedeniyle akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olmaktan dolayı açılacak davalar aynı kanunun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine" tabidir. Hal böyle iken, taraflar arasındaki sözleşmenin 33. maddesinde gösterilen ve dava konusu uyuşmazlıkta yeri olmayan genel sorumluluk süresinin 5 yıl olduğuna dair hükme dayanılarak ve bu sürenin de geçtiğinden bahisle davanın reddi usül ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki, mahkemece davacı lehine verilen ikinci karar tahsil hükmünü içerdiği halde davalı yanca temyiz edilmemiş ve davacı lehine bu şekilde usuli müktesep hak oluşmuş iken mahkemece anılan hakkı ihlal edecek surette yeniden hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx


manzara
Şef
14 Nisan 2010 11:30

Evet arkadaşlar yazışma sonuçları geldi.

Genel arazi kadastrosu 1987 tarihinde yapılarak özel şahıslar adına tapu verilmiş.

Orman kadastrosu ve 2/B çalışması 2005 yılında kesinleşmiş.

Biz evveliyatı orman olan bu yerlerin özel şahıslarca kazanımının mümkün olmadığını belirterek, tapunun iptalini ve 2/B vasfı ile Hazine adına tapuya tescilini talep edeceğiz.


halit pamuk
Kapalı
14 Nisan 2010 13:05

Afiyet daha önce bu konuyu bir arkadaşla tartışmıştık.Genel Şartnamedeki 5 yıllık sürenin bir anlamı olup olmadığı üzere.Zira 126/4 ün açık hükmüne rağmem şartnamedeki 5 yıllık süre ne anlma geliyor?

Yargıtay kararında görüleceği üzere, Yargıtay 5 yıllık değil, 10 yıllık zamanşımı süresinin uygulanması gerektiğine içtihat ediyor.

Yani Eser sözleşmesinde zamanaşımına ikiye ayırıyor.

1) Açık ayıplarda 5 yıl

2) Gizli ayıplarda 10 yıl

Bir içtihatında şöyle diyor:

"olayda 5 yıllık zamanaşımı uygulanacağı ve bu sürenin ise, kesin kabulden işlemeye başlıyacağı görüşü ile davalı vekilinin zamanaşımı savunmasının benimsenmediği anlaşılmıştır. Taraflar arasında kurulan eser sözleşmesinin 2490 sayılı Yasa hükümlerine bağlı olmadığı yönünden ise bir uyuşmazlık, bir duraksama sözkonusu değildir. Bayındırlık İşleri Genel şartnamesinin, sözleşmenin eki olarak kabul edilmesi, 2490 sayılı Yasanın 52 ve bu şartnamenin 27. maddelerinde yer alan zamanaşımı hükümlerinin olaya uygulanmasını gerektirmez. Öyle ki, Borçlar Yasasının 127. maddesinin açıklığı karşısında, olaya az önce anılan yasadaki ilgili zamanaşımı sürelerinin uygulanması zorunluğu vardır.Eser sözleşmesinden doğan yüklenicinin borçları, bozukluklara karşı sağlama ( ayıblara karşı tekeffül ) borcunu da kapsar. Bozukluk, bir malda normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunması caiz olmıyan bozuklukların bulunmasıdır. Diğer bir söyleyişle, bozukluk ( ayıb ), eşyanın normal niteliklerinden ayrılmasıdır. Eserin taşıması gereken nitelikleri ise, özellikle sözleşme ile belirlenir. Tersi durumda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 5.10.1960 gün, 4/46 esas, 248 karar sayılı inancında da belirtildiği üzere, yüklenici, MK. md.2 uyarınca, sözleşme konusu yapılan eserin kullanılacağı yeri gözönünde bulundurarak uygun nitelikte eseri meydana getirmelidir. Eser, belli niteliklerden yoksunsa, bozuk ( ayıblı ) sayılır. İşte davacı, davalı yüklenicinin bozukluklara karşı sağlama borcuna dayanarak yasanın kendisine tanıdığı dava hakkını kullanmış bulunmaktadır. Böyle bir davada ise, Borçlar Yasasının zamanaşımıyle ilgili ( 125, 126, 363 ) üncü maddelerinin uygulanması sözkonusu olabilir. Bu hükümlere göre, eserdeki açık bozukluklara ( ayıblara ) dayanan dava hakkı 5 ve gizli bozukluklara ( ayıblara ) dayanan dava hakkı ise 10 yılın geçmesi ile yıllanır, zamanaşımına uğrar."

Sizin olayınızda olduğu gibi bir okulun ayıplı olması nedeniyle bir davada verdiği karar önemli. Şu yüzden 15 Hukuk Dairesinin haricinde açaçığınız tazminat davasına 4 .hukuk Dairesi de bakabilir. 4. hukuk dairesi de 10 yıl diyor.

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/919

K. 2003/6258

T. 13.5.2003

: Davacı idare, davalılardan Ali Ekber A'ın kontrol mühendisliğini yaptığı, diğer davalı Hasan Basri C'nun yüklenici olarak inşa ettiği okul binasının projeye aykırı ve gizli ayıplı yapıldığını belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Mahkemece, okul binası yapımına ilişkin kesin kabulün yapıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih itibariyle Borçlar Yasasının 363, İhale Yasasının 86. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği benimsenerek istem reddedilmiş; kararı davacı temyiz etmiştir.

Davacı idare dava dilekçesinde yapıda gizli ayıp bulunduğunu ileri sürerek istemde bulunmuştur. Yapının gizli ayıplı yapılmış olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı, Borçlar Yasasının 125. maddesi gereğince, kesin kabul tarihinden itibaren 10 yıldır. Mahkemece, davalı yüklenici tarafından yapılan yapının gizli ayıplı olup olmadığı üzerinde durulmadan kesin kabul günü ile dava günü arasında 5 yıllık süre geçtiği benimsenerek istemin reddedilmiş olması doğru değildir. Kaldı ki; davalılardan Ali Ekber A. tarafından yöntemine uygun bir zamanaşımı def'i de ileri sürülmemiştir. Yerel mahkemece, işin esası incelenerek varılacak sonuca uygun bir hüküm kurulmak gerekirken, yerinde bulunmayan yazılı gerekçeyle istemin zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.


whiteroza
Şef
14 Nisan 2010 16:26

Metop semineri ne zaman olacak bilgisi olan varmı?Mayıs ayında Antalya seminerine gidecek arkadaşlardan ricam ;vekalet ücreti ödeneklerinin ne zaman gönderileceğini sorarmısınız.


ceyhan1905
Müsteşar Yardımcısı
14 Nisan 2010 17:10

MAYIS AYI ANTALYA SEMİNERİ GEÇİCİ LİSTESİ :

13/05/2010 - 17/05/2010

Mustafa SAVAR

İrfan ÇINAR

Nesrin YAŞAR

Filiz AKINCI

Yeşim AKYOL

Işıl Asude ÖZÜ

Duygu YÜCEL

Fatma Zehra ÇAM

Hatice DAĞLI

Bünyamin TOK

Murat ÇABUK

İsmail COŞKUN

Şevki SATILMIŞ

Hülya CEYLAN(KOÇ)

Nadiye ŞAHİN

Taçver ŞENSOY

Ayşe ALAGÖZ (AYDOS)

Hediye Elçin TAMKAN KARAKO

Ayşe Meral GÖKER(DİNÇER)

Murat AYDIN

Çilem KAPUKIRAN PEKGÖZ

Evren GÜLER

Zeynep (ŞARLAK) ÇAKIR

Önal ÖNALAN

Ayşe Banu SAYIN

Özgür (ÖNGE) BIÇAKÇI

Dilek ATALAY

Niyazi YAŞAR

T.Murat VARER

İlyas İNCE

Gülşen BOYACI(KARABAŞ)

Arzu GÖNCÜOĞLU(YILMAZ)

Ömer AKTAŞ

Fulya DURAK (ERGÜL)

Emine BERBEROĞLU(ÖZMEN)

Şenay ŞİMŞEK

Ersoy YILDIZ

Meral COŞKUN (ÜNAY)

Hacer TÜRKER(TEKİNSOY)

N.Sultan BÜYÜKKAL

Nail KAZAK

Berrin OYMAK(ORANCI)

Seçil YULAF (YILDIRIM)

Zeynep Gökçem ŞAHİN

Esra ONUR

Adnan Koray DEMİRCİ

Özlem EGEMEN

Arzu TAKAZ

Mehmet BAŞARANGİL

Hüseyin AKDOĞAN

Mehmet Erkan OKYAY

Tülin AYDIN

Kadri BAYBURTLUGİL

Hacer DİNÇ(DEMİR)

Şükriye ÖZKÖK

Handan ERGUVAN

Derya URAL (DEĞERLİ)

Esra TURAN

Berrin TUNCA (UZENLİ)

Hacer (YILDIRIM) AKYER

Sevil KUL (AKTAŞ)

Canan SEZGİN (SOYUĞUR)

Nuran TOPTANİ

Zehra ÖZSEVEN

Tülin KUTLU (BÜBER)

Gamze SEDEF

Osman AKDEMİR

Ali Metin GÜVEN

Adem AKTÜRK

Filiz LEVENT

Filiz KARS

Mürvet Sema TUĞCU

Zafer TOKER

Canan KURT (ÖZCAN)

Yasemin KAYA

Halide SANDIKÇIOĞLU

Medine YILDIRIR

Alper AYAS

Şükriye Fatma IŞILTAN

Hasan BAYRAK

Nuray ALBAYRAK

Abdulkadir GÜLLÜ

Hüda ABDULHAYOĞLU

Serpil MERT (KILIÇASLAN)

Muhammer ÇELİK

Leyla Ayşe EREN(UĞUZ)

Emine AYBERKİN(DEMİRCİ)

Elife DOKUYUCU(TOLUKAN)

Mustafa KENGER

Nazmiye ÖZKAN

Meral KAYAOĞLU

Gülay GÜLER

Mustafa CANAZ

Lütfiye ŞEN

Zeynep Billur TILFAROĞLU(BERK

Nazan ÖNEN

Ayla ÖZER (ŞAHİN)

Bahri GÖKDEMİR

Saadet YÜCEL

Sumru ŞAHİN(SAVAŞ)

Mehtap KÖSEALİ(İLHAN)

Funda YILDIZ(ÜÇÖZ)

Perihan ÖZCAN(ALTINADA)

Saime BULUT (CAN)

Ayşe Erdenur BAYKAL (ÇETECİ)

Rızvan ÇOPUR

Nesrin OĞUZ OKTAR

Hülya YILDIRIM

Ece BALİ

Zehra YÜZBAŞIOĞLU (BANA)

Ülkü TANAÇAR

Songül BEYDİLLİ

Hüseyin KALENDER

Yılmaz KALAFAT

Şansın Nilgün AYDOĞAN

Rasim AYTİN

Güler DEĞİMLİ

Neşe PEÇEN

Sibel BURUL

Ayşegül CEBE

Esra ÖZYURT SUCU

Eren ERGÜN

Ayşe Selma ATALAY

Yüksel Nazan ERŞAN(BATUR)

Fahrettin YILMAZ

Yüksel KEF

Cemal SERBEST

Hatice Emel HIZIROĞLU

Müşerref TEKİN

Hayriye GÖZÜYAŞARAN

Fatma Zübeyde KOCAMAN(KESKİ

Nihayet İLİKÇİOĞLU (DENİZ)

Nurullah Nail ÖNAL

Suat BİNİCİOĞLU

Berna ATUK (DİKMEN)

Hatice TANRIVERDİ

Gülay YURDAŞAN(ÇINAR)

Gül EROL(SABİR)

Tülay KIRLANGIÇ

Harika KÜLÇÜR

Mülkiye YAYLA

Selvi ÖZLÜ (ÖZÇETİN)

Rana ÖZAÇAR (DOĞAN)

Gülnur ERDOĞAN

Mustafa TAHTACI

Şefika Feriha HİSARCIKLILAR

Kübra BATIR

Meral ÖVÜÇ

Halide TÜRKASLAN

Nilgün ÜLGEN

Hasan YÜKSEL

Mehmet KALSEN

Aysel GENCAY (GÜLLE)

Kübra (KÖPRÜLÜ) ÖZEN

Ayşe Afife KIRAN(BİLGE)

Hüseyin TAYYAR

Merih DURUKAN

Hüseyin SARICA

Suzan SAĞMANLIGİL YERTÜM

Elvan BAŞPINAR

Leyla VARIŞ(ARTIKSOY)

Mahir SAĞLAM

Mehmet AKÇIL

Özkan NAR

Süreyya ARIKAN

Birsel AYRANPINAR

Nurhan ARDIÇ(ŞENOL)

Ramiz KIZILATA

Nurdan ÇÜÇEN

Fikret HAZEN

Zehra YALÇIN

Ali ŞEN

Mustafa Serhat TUNA

Satı YEKEBAŞ

Selma KEKLİK

Selahattin YILDIRIM

Dursun TURAN

Bekir POLAT

Abdullah CEVREN

Gökhan AYIK

Duygu ÖKSÜZ (SAĞLAM)

Müslim EFE

Yahya ULUSOY

İrfan GÜVEN

Ekrem EROL

Halit ALDIRMAZ

Mahmut YÜKSEL

Yasemin YETKİN TABAK

Yılmaz AYDOĞAN

Abdurrahim YÜCEL

Necla SOLAK

Handan PEHLİVANLI(AYAŞ)

Serhat KARGIN

Murat ÖNER

Lokman AKSIN

Akın KAVİ

Afiyet ALDEMİR

Şinasi DEMİRCİ


halit pamuk
Kapalı
14 Nisan 2010 18:36

Umarım, artık, Antalya'da görüşürüz.Katılanlar arasında, Tanıdıklarım Afiyet Bey Ve Lokman Bey var. Diğer arkadaşlarla da orada tanışır, tartışır ve bir yapacaklarımızı bir plana bağlarız.

Halit pamuk burada kullanıcı adım. İsmim Av. Adnan Koray Demirci.

Görüşmek üzere,


Hakkını_Arayan_Adam
Şube Müdürü
14 Nisan 2010 18:55

Değerli meslekdaşlar,

Biz OGM olarak 2 çıkar yol bulduk 10 yılı dolanmakta.

Eğer orman kadastrosu önce arazi kadastrosu sonra ise, sonraki kadastro hükümsüzdür deyip 10 yılı önemsemeden tapu iptali davası yetkisi veriyoruz.

Eğer arazi kadastrosu önce orman kadastrosu sonra ise, 3402 S.K.'nun 12/3 maddesinde kadastrodan önceki hukuki sebepelere dayanılarak denildiği ve orman kadastrosunun arazi kadastrosundan önceki değil sonraki bir hukuki sebep olduğu gerekçesiyle yine 10 yılı önemsemeden tapu iptali davası yetkisi veriyoruz.

Taşrada Orman'ın gözünden kaçan ve 10 yıla takılan o kadar çok arazi var ki, 10 yılı katı bir şekilde uygularsak hak kaybımız çok fazla olacak. 20. H.D. de 10 yılı dolanan kararlara imza atıyor.

Kolay gelsin.


pomak59
Şube Müdürü
15 Nisan 2010 10:15

Gümrük Müsteşarlığı, açılan davalarının neredeyse tamamını kaybediyor

GÜMRÜK Müsteşarlığı?nın davalarının neredeyse tamamını kaybetmesi, kurumda krize neden olunca, hukuk müşavirliğinde 10 olan avukat sayısının 40?a çıkarılması kararlaştırıldı.

Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ve bürokratların çözüme yönelik yaptığı toplantıda, 150 bin davanın toplam maliyetinin 1.5 milyar lira olduğu ve mahkeme masraflarıyla tazminat giderlerinin kurumu ciddi sıkıntıya soktuğu anlatılırken, Yazıcı şunları söyledi: ?Maliye Bakanlığı?ndan kaybettiğimiz davalar için sürekli ödenek istiyoruz. Niye böyle oluyor diye kafa yorduk. Hazine avukatlarının yükü fazla, üstelik her konuda uzman değiller. Dava hakkında, ilgili kurumdan bilgi ve belge istiyorlar. Hazine avukatı bunu bir üst yazıyla mahkemeye sunuyor. Dava görüşülürken, ?davanın reddine ilişkin dilekçemi tekrarlıyorum? diyor. Baktık böyle olmayacak. Kurumun kendi avukatlarının olması gerektiğine karar verdik. Maliye Bakanlığı zor ikna oldu. TBMM?ye sevk ettiğimiz Gümrük Tasarısına 40 avukat kadrosu koyduk. Gümrük konusunda uzmanlaşma gerekiyor. Hukuk müşavirliğinde sadece 10 avukatımız var.?

HABERİN ÜSLUBUNA DİKKAT ETTİNİZ Mİ DAVLARI HAZİNE AVUKATLARI KAYBEDİYOR. KONUNUN UZMANI DEĞİLLER. DİLEKÇEYİ TEKRAR EDERİM. MANTIK GENE AYNI MANTIK. DAVALARI HAZİNE AVUKATI KAYBEDİYOR. KANDİLERİNİN YAPTIKLARI BÜTÜN İŞLERİ MEVZUATA UYGUN AMA DAVAYI AVUKAT KAYBEDİYOR.

BEN DE DİYORUM Kİ SİZ AVRUPANIN EN KALİTELİ AVUKATLARINI BİLE ÇALIŞTIRSANIZ. BÖYLE DÜZEN OLDUKÇA SİZ GENE KAYBEDERSİNİZ. NETEKİM GÖRECEĞİZ DE....


ceyhan1905
Müsteşar Yardımcısı
15 Nisan 2010 11:07

Sayın bakan tembel bürokratlarının her dediğine inanmasın bu bir.

idarenin hukuki dayanaktan yoksun işlemlerinin mahkemelerden dönmesinin sebebi hazine avukatları değil kanunsuz işlem yapan gümrük müsteşarlığı çalışanları ve yasal mevzuattır, hazine avukatları değil bu iki.

isterse 1000 avukat alsın sistem değişmedikçe o davalar yine kaybedilir bu üç.

kendisi de bir avukat olan bakan bey'e bu açıklama yakışmamış bu da dört !!!

Toplam 5618 mesaj
«113114115116117118119120121122123124»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi